Profesyonel bir oyuncu evinden çıkıyor, mükemmel ötesi devasa cipine biniyor ve işe gidiyor.Gittiğinde sette büyük saygı görüyor ve kulise gidiyor.Çıktığında ise pijamalı, saçları dağınık şekilde yatağa geçiyor.Sonrasında tek cümle 'hayatım sen mi geldin'? kestiiiik. abi nedir bu nasıl yapıyorsunuz? hem yeri gelince ağlarsınız hem de evde sıradan muhabbetleri kameraya çekip dizi diye köstürürsünüz millete.Yabancı dizileri izledikçe utanıyorum bizim dizi,film( son yıllarda bir nebze de olsa iyi) sektöründen.Dizide üç mekan var.ev,kafe,işyeri.Bu mekanlarda senin benim yaptığım sohbetleri yapıp para kazanacak aklı sıra.Yeri gelince de bize saygı duyun biz sanatçıyız diziler çok uzun çok yoruluyoruz havaları.Hiçte bile! bu adamlara hiçbir şekilde saygı duyulmaz.Üretim desen yok, yeni bir fikir,bakış açısı desen yok,yeni bir teknik desen hak getire.daha ne diye saygı duyacağım sana? sürün sürünebildiğin kadar!! örnek mi ?
hiç mi kaliteli dizi olmadı peki? oldu tabiki...7 numara,avrupa yakası (ilk üç sezon),leyla ile mecnun aklıma ilk gelenler.adamlar işine emek veriyor yeni şeyler üretmeye çalışıyor.
tanım:üretim ve yenilik olmamasındandır. tabi arz-talep meselesi de es geçilecek gibi değildir.