cemal kutay'ın kayınpederidir. bugüne kendisi hakkında intikal eden bilgilerin birçoğu yazdığı kitaplarda bilinçli ve bilinçsiz olarak iki türlü tahrifat yapıp okuyucuyu yanlış yönlendirmeyi seven cemal kutay'dandır. eşref sencer abdulhamit'e yanlış yapan birçok büyük isim gibi yanlışları da olan biridir tabi. onların vatanseverliği biraz silahtan, kahramanlıktan geçtiği için hataları olmaları da normaldi. abdulhamit gibi ince bir zeka sahibini anlamamaları mümkündür mehmet akif'in bile anlayamadığı düşünülünce.
bu arada gerçekten yemen cephesinin çabucak kaybedilmesini önleyen büyük isimlerden biridir. çölü aşıp san'adaki osmanlı merkez birliğine taşıdıkları değerli eşyaların hikayesi ise filmi çekilmeliktir. on küsur kişilik iki ayrı her biri kendi alanında uzman vurucu tim ve birinin başında eşref sencer kuşçubaşı çölde ilerlerken şerif hüseyin'in oğlu bedevilerle on binlerce kişilik bir orduyla on kişinin üzerine saldırıyor. bu on kişi çok direniyor, ellerinde taşıdıkları mitralyözlerle karşılık veriyorlar. ama sayı çok fazla olduğu için iki üç kişi kalıyorlar sadece. bedeviler öyle bir saldırıyorlar ki timdeki askerlerin kalplerine ellerini sokuyorlar nerdeyse(bu abartı değildir zira bedevi nedir bilenler iyi bilirler ki bedevi yamyamdır, insan parçalar). eşref'i rehin alıyor şerif hüseyin'in oğlu ama bir komutan gibi davranıyor. bu bahsi geçen olay da ingiliz gazetesi time'a yansımıştır zamanında. ki mehmed niyazi'nin yemen ahh yemen adlı kitabı dönemi ve eşref'i anlamak için eşsiz bir şaheserdir. insanın okurken burnu sızlar yemen unutulmuş bir cephedir. halbuki orada da çanakkale'deki kadar şehit verilmiştir ve ordaki ölümler inanılmaz derecede trajiktir. ve sizi temin ederim ki orada yaşananlar ancak holivud filmlerinde görülebilecek kadar anormaldir ve kahramanlıklarsa henüz destanı yazılmamış niteliktedir.
