lisede başıma gelmiş hadise.. izmir'de okuyanların çoğu bilir aşkın hocadiye akıllara zarar bir fizikhocası mevcuttur buralarda. bahsettiğim dönem bundan bi 7-8 yıl öncesi, yani aşkın hocanın öğretmenliğinin eziyet dolu olduğuna inandığım ilk yılları. suç, tabiki biz salak öğrencilerde değil, hocanın ta kendisinde bulunmaktaydı. masmavi gözleri, bebek gibi suratı ve umursamaz tavrıyla okulun tüm kızlarını fizik profesörü olmaya hırslandıracak kapasitedeydi. koridorda görüldüğü an başlardı heyecan dalgası, o derse girip günaydın deyince hat safhaya ulaşırdı ve tüm ders boyunca moron bakışlı kız öğrencilerin- (ulan sen de vardın bunlar arasında ne çabuk unuttun) nutku tutulurdu. okulca yapılan gezilerde ayılıp bayılmayan kız kalmazdı sırf aşkın hoca taşısın diye. ne günlerdi bea..
sonra biz büyüdük, mezun olduk, üniversitelere gittik ve duyduk ki o hayallerin mavi gözlü prensi hepimizin korkulu rüyası olan o mutluluğu yaşamış; evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış...