olympiakos karşılaşmaya vassilis spanoulis odaklı başladı. ilk dakikalarda galatasaray medical park, vassilis spanoulis ile richard dorsey'in oynadığı ikili oyunlara çözüm bulamadı. yani savunmada biraz sıkıntılı bir başlangıç yaptı galatasaray medical park. hücumda da çok iyi şut tercihleri yapılmamasına rağmen alınan hücum ribaundları sonrasında bulunan sayılar ile galatasaray medical park skora tutundu. ama daha sonra bol bol pas yaparak boş adamı bulmaya başladılar. boris savovic'in ribaundlara yaptığı katkı ile galatasaray medical park uzun zamandır yaşadığı bir probleme çözüm bulmuş oldu. ama kaçan şutlar sonrasında olympiakos hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya giderek sorun yaratmaya başladı. zira galatasaray medical park geri koşma konusunda büyük sıkıntı yaşıyordu. jamon gordon ve göksenin köksal'ın kenara gitmesinin ardından oyuna dahil olan jaka lakovic ve ender arslan aynı savunma performansını sahaya yansıtamadı. olympiakos da çeyrek sonunda sürekli faul çizgisinden bulduğu sayılarla farkı kapatmayı başardı. bu farkın kapanmasında da georgios printezis'in etkili oyununa dikkat çekmek lazım. böylece ilk çeyrek 15-15'lik eşitlikle sona erdi.
ikinci çeyreğin başında galatasaray medical park aleyhine garip fauller çalındı. ama jaka lakovic'in potaya giderek hücum etmeye başlamasıyla birlikte görüldü ki hakemler her temasa faul çalıyorlardı. bunu anlayan jaka lakovic de bundan faydalanmaya başladı ve sürekli potaya yüklenerek oynadı. preston shumpert'in tam devreye girdiği anda sakatlanması ise bu çeyreğin belki de en kötü anı oldu. preston shumpert sakatlanıp oyundan çıkınca yerine oyuna dahil olan cevher özer çok iyi işler yaptı. bazı günlerde takıma ciddi zarar verebilen bir oyuncu ama ikinci çeyrekte gösterdiği performansla çok ciddi katkı verdi. onun oyuna girmesinden sonra galatasaray medical park'ın yaptığı savunma da dikkat çekti. zaten bu bölümde farkın açılmasının asıl sebebi yapılan savunmaydı. galatasaray medical park çok iyi savunma yaptı ve ilk yarıyı 42-28 önde bitirdi.
üçüncü çeyreğe başlarken galatasaray medical park'ın savunması, ikinci çeyrekteki kadar iyi değildi. georgios printezis ile vassilis spanoulis'in etkili oyunuyla birlikte olympiakos farkı bir anda kapatmayı başardı. galatasaray medical park'ın da saçma sapan şut seçimleri ile olympiakos'un işini kolaylaştırdığını söylemek lazım. ikinci çeyrekte potaya giderek sayı buluyordu takım. üçüncü çeyreğin başında ise sürekli denenen üçlükler girmeyince fark bir anda kapandı. ancak cevher özer'in oyuna girmesi takımı uykudan uyandırdı ve attığı üçlük bir kıvılcım oldu. o üçlüğün hemen ardından savunma da hücum da bir anda düzeldi ve galatasaray medical park son çeyreğe 57-47 önde girdi.
olympiakos son çeyreğe 5-0'lık bir seri ile başladı. olympiakos her pozisyonda potaya gitmeye çalışırken galatasaray medical park yapmaması gereken şeyleri yapmaya başladı. yine gereksiz üçlük denemeleri başlayınca olympiakos maça tutunma, ortak olma fırsatı buldu. tabii bu bölümde jaka lakovic'in denediği üçlüklere dikkat çekmek lazım. ilk yarıyı çok iyi oynamıştı ama maç sonunda çok kötü tercihlerde bulundu ve rakibin işini kolaylaştırdı. maç sonunda iki takım da sürekli faul çizgisine gitti. son anlarda jaka lakovic'in faul isabetlerinden sonra skor galatasaray medical park lehine 69-66 olmuşken artık her şeyin bittiği düşünüldü. ama kostas sloukas'ın attığı mucizevi üçlük ile skor 69-69'a geldi. büyük ihtimalle daha organize bir şekilde hücum etselerdi o hücumdan boş döneceklerdi. ama bazen bu tür şans basketleri oluyor. bu basketle birlikte uzatmalara gidildi.
uzatma dakikalarında psikolojik faktörlerin çok önemli bir rol oynayabileceği ihtimali vardı. hani bir şey için çok uğraşırsınız ve tam da ona ulaşacakken elinizden kaçırırsınız ya, işte öyle bir durum vardı galatasaray medical park için. olympiakos da moralli olan taraf haline gelmişti. ilk dakikalarda biraz problem yaşansa da jamon gordon'un doğru hücumları ile birlikte galatasaray medical park galibiyeti almayı başardı.