çok sevdiyseniz ve şartlar ayırdıysa sizi, çok üzülürsünüz.
zaman zaman nefes alamadığınız anlar olur. derin bir of çeker bünye ister istemez.
inanın nefes almak bazen yormaya başlar. göğsünüz ağrımaya başlar. resmen kalp hastası gibi hissedersiniz kendinizi.
arkadaşlarla sohbet filan keyif vermez pek. aklınız ordadır hep. aranızda özel anlamı olan bir kelime geçer muhabbet arasında, yüzünüz asılır hemen. onun bakışlarını ararsınız. ama yoktur..
ayrılık içeren herhangi bir şarkı darmadağın etmeye yetebilir moralinizi.
ve ummadık anda biri çıkabilir karşınıza. ve hayalleriniz bir kez daha yerle bir olabilir. ellerinde onun sıcaklığını ararsınız, gözlerinde onun bakışlarını, yüreğinde ise onun samimiyetini..
sizi sahiplenişini ararsınız.. sizi arkadaşlarına ya da üç kuruşluk uykuya satmayışlarını..
espri kabiliyetinizi kaybedersiniz kesinlikle.. gülebilmek ve güldürebilmek için öncelikle sağlam bir ruh hali gereklidir çünkü. ve mutlu bir ruh.. oysa mutluluk çok uzak bir kelime olur, çok uzun bir zaman..
evinizi değiştirmek istersiniz ya da odanızı. onun da bir zamanlar o koltukta oturduğunu, o kanepede uyuduğunu, o yatakta yattığını düşünmek çoğunlukla çıldırtmaya kadar gidebilir insanı.. arabanızı dahi değiştirirmek istersiniz sırf bu sebepten.. ve onun hediyelerini çöpe atmakla, özenle saklamak arasında gider gelirsiniz..
onun o güzel ellerini bir başkasının tutma ihtimalini düşünmek bile delirmeye yeterli bir sebeptir. o güzel parmaklarını kim okşayacak acaba.
veya bir başkasının gözlerinin içine bakarak, ona da size güldüğü gibi içten gülecek mi?
onun tenine bir başka ten değecek mi?
ve buna benzer binlerce soru. ve her sorunun cevabındaki kahredici ihtimal miktarınca delirme eşiğindeki tedirgin uykusuzluklar..
zordur. çok zordur o süreç.
seni onun gibi kim anlayacak? onunla yaptığınız çılgınca sosyal psikoloji denemelerini kiminle yapacaksınız diye sapıtırsınız bir süre.
pazar kahvaltılarına gittiğiniz yerler, çay içtiğiniz kafeler, yemek yediğiniz yerler düşman kesilir inanın.. gitmek istemezsiniz oralara bir daha. hayali rahat bırakmaz, sayenizde mutsuz ölmüş birinin hayaleti gibi kovalar peşinizden hatıralar..
ve bir şehirden nefret edersiniz sırf bu yüzden.
oysa ege'nin incisidir izmir, ruhunuzun da işkencesi..
ve alkol.. ve sözlük.. ve dertleşme fasılları karşındaki sayfayla...