nikahın üç bağını tek seferde koparan ifadelerdir. bu ifadeler boşanmanın sembol halidir, zira aynı anlam yüklenen her ifade boşanma için geçerlidir.
örn: sen benim karım değilsin, seni nikahımdan çıkarıyorum, seni boşuyorum... gibi sair surette söylenebilir. bu sözlerden her hangi birini bir sefer söylemek (şaka olarak ya da anlamını bilmeden söylense dahi) nikahı düşürür. (bkz: talak-ı rici) böyle bir durumda erkek iddet müddeti geçmeden (takriben 4 ay 10 gün, kadının hamilelik durumuna netlik kazandıran süre) pişman oldum, nikahıma geri dönüyorum.. ve sair sözü dili ile ikrar edip hanımının elini tutsa yahut öpse nikahı kurtulur, mehir ve şahit gerekmez.
fakat buna benzer kinayeli sözler söylenirse (boşama niyeti ile söylenmek şartıyla),
örn: istemiyorum seni, defol git, cehenneme kadar yolun var... gibi, yahutta kayınpedere "senin kızını istemiyorum artık" gibi bir söz söylenmesi de nikahı düşürür. (bkz: talak-ı bain) böyle bir durumda nikahın üç bağından biri kopmuş olur, aynı odada yatamazlar, yeniden nikahlanmak için iddet müddeti, şahit ve mehir gerekir. (talak-ı rici ile eşini boşayan erkek iddet müddetince nikahına dönmezse bu durumda da talak-ı bain hasıl olur.)
ve bu sözlerin üç kez tekrarlanması... (bkz: talak-ı selase) işte bu iş ortalığı karıştırır arkadaş. hülle olmadan nikah olmaz. erkek karısını talak-ı selase ile boşarsa kadın iddet müddeti bekleyip bir başkası ile nikahlanıp, cima edip, bir iddet müddeti daha beklemedikçe boşandığı kocasıyla birleşemez. cenab-ı hakk bu şartlar ile evliliğin ve boşanmanın çocuk oyuncağı olmadığını bizlere göstermiştir.-ki şakası bile yasak- hülle gibi düşünmesi bile korkunç bir şartı sunmuştur ki erkek karısını boşarken iyice bir düşünsün...
inanan arkadaşların dikkatli olması gerekir, inanmayanlar için zaten söylenecek bir şey yoktur. alay konusu yapılmamalıdır o kadar.
