evet efenim, zamane pür entel dantel gençliğimizin ağzına doladığı yeni safsatadır. neymiş efendim, namusu bacak arasında değil de, beyinde arayacakmışız. bu çağda, bacakarasına girip çıkanın ne önemi var ki... ha bir serserinin malafatı girmiş, ha bir eşeğinki... ne önemi var ki...önemli olan, beynin namuslu olmasıymış...
iyi güzel diyemiyorum maalesef. be hey namuslu beynini siktiğim diyorum... o kadar gıymatlı bir beyne sahipsin de, ne bok yemeye çöp ettin güzelliğini, puşt ettin narin bedenini, kamuya mal ettin derdini, tasanı, en mahremini... kusura bakma beyni namuslu avanak uyanık... bizim oralarda namuslu beyin diye bir tabir yoktur. sadece keskin zeka ve temiz ahlak deyimleri vardır. ve bizim için bir insan, bedeni ve ruhu ile bir bütündür. bedenini muhafaza edemeyen bir insanın aklından da şüphe edilir, temiz ahlakından da...
yok efendim beni siken sikti ama gönlüm sende, benim tadımı alan aldı ama aklım sende şeklinde konuşuyorsan, * aklın en namussuzuna sahipsin demektir. bir akıl, sadece zevklerin uğruna tükettiğin bir hayatı kamufle etmek için çalışıyorsa, o akıl namussuzdur, o akıl kara cahildir.
halbuki bilseler o güzel dilberler... bir bilseler vakar ne kadar da kıymetli kılıyor onları... ağırbaşlılık ne kadar da yüceltiyor onları... zarif bir tavır, ne kadar da makbul duruyor edepsiz kahkahalardan.... bir bilseler... bir bilseler...