kapımı çalıp durma ölüm,
açmam;
ben ölecek adam değilim.
nasıl dururum olduğum yerde
öyle upuzun yatmış,
iki elim yanıma getirilmiş,
hareketsiz
sükuta ram olmuş;
sanki devrilmiş heykel?
ellerim ne der sonra bana?
soğumuş kalbime ne cevap veririm?
utanmazmıyım ayaklarımdan?
kalkmalıyım
dolaşmalıyım
sokaklarda parklarda
el sallamalıyım
giden trenlere,
kalkan vapurlara.
bilmeliyim,
gölgelerin boyundan
saatin kaç olduğunu
ıslık çalmalıyım
türkü söylemeliyim
yol boyunca
keyfimden, ya da hüznümden.
geçmiş günlerimi hatırlamalıyım
nedir ki? eninde sonunda ölüm?
ayrı düşmek değil mi aşinalardan?..