kendi nickaltına 3. entryi utanmadan, sıkılmadan giren yazar. troll mü lan yoksa bu?
burası kızıltepe.
et-balık kurumunun terör olayları sebebiyle terk ettiği binalar kışla haline getirilmiş. tavan yüksekliği en az 5 metre. soğuk hava depolarının dev kapıları hala duruyor. koridorların ortalarında mazgallar var. akan kanı ve suyu tahliye etmek için olsa gerek. aradan geçen 18 yılda çeşitli değişiklikler yapılsa da bir mezbahanede ya da soğuk hava deposunda yaşamak ürkütücü.
mardin(eski mardin) harika bir yer. tarihi doku bozulmuş diyemem, ama dokuya dokunulmadığını da söyleyemem. diyarbakır tarafından şehre girerken yeni mardin'in yüksek katlı binalar eşliğinde yükselişini görebilirsiniz. kürtçe daha baskın olmakla birlikte, sokakta arapça ve türkçe konuşulan üç hakim dil. halk yardım sever ve sıcak kanlı. bunun parayla ilgisinin olup olmadığını çözebilecek kadar süre geçirmedim sokaklarında o ayrı mesele. taylan, babası ve eski bir asker olan eniştesiyle birlikte girdik kışlaya. nizamiye kapısının hemen yanındaki bankamatiklerin önüne örülmüş kalınca duvar sanki şöyle söylüyordu; burası güneydoğu, hani şu haberlere çıkan. evet, o duvar tsk personelinin bankamatikten para çekerken vurulmaması için inşa edilmiş.
tamamı uzman askerlerden oluşan özel harekatçılar, aylar süren görevlere çıkan komando birlikleri hep aynı şeyi sokuşturuyorlar insanın gözüne: burası güneydoğu, hani haberlere çıkan.
yemekhane berbat durumda. bize neden tetanoz aşısı yaptıklarını daha iyi anladım. paslı zemine konulan bardaklar, ve dahası. banyo koğuşlardan ayrı bir alanda. benim gibi biri için burada duş almak sadece hayal. bir an evvvel dağıtım yapıldığım ilçeye gitmek istiyorum. yazarken dikkatli olmak zorundayım. o yüzden izlenimlerimi aktarırken yoğun filtrasyon uyguluyorum.
ilk kura çekimine göre mardin il merkezinde görev yapmam gerekiyordu. her meslekten bir kişi il merkezine gönderilecekti. 76 kişilik gruptaki tek çevre mühendisi olduğum için görev yerim il merkeziydi. sonra albay bunun haksızlık olduğunu düşündüğü için kura iptal edildi. tek isteğim yeni kurada kardeşim taylan'la aynı yeri çekmekti, olmadı. o gideli üç gün oldu. kendimi kimsesiz ve erken hissedilmiş hissediyorum. içimdeki çocuğa sarılacak oluyorum " ben büyüdüm artık abi, sen de büyü" diyor. (bu sözlüğü sevmemin sebebi iş bu. son iki cümlede şahane bir sezen aksu şarkısına gönderme yaptığımı anlayacak insanların yazdıklarımı okumaları beni çok mutlu ediyor)
orada internet kafe yokmuş. bir daha ne zaman bilgisayar monitörü görebilirim bilmiyorum. ayrıca bu ilin tamamında çarşı izni yokmuş. bunların ne kadar üzücü olduğunu anlatamam. haftada bir gün de olsa sivil kıyafetler giyip sivil yüzler görmek çok güzeldi.
sözlüğün mobil uygulamasından ne kadar istifade edebilirim bilmiyorum ama bana yazın kardeşlerim. size cevap yazabilir miyim bilmiyorum ama bana mesaj atın. allah'a emanet olun.