*
bu tip dolmuşlar, şoförleri tarafından belediye otobüsü muamelesine tabi tutulup da tıka basa doldurulan araçlardır ki piyasadakilerin %90'ı böyledir. ilk durakta binmezsen oturarak gitme şansın yoktur. trafiğe yakalanmamak için de sık sık çökülmesini salık veren şoför sayesinde ayaktaki yolcular bir nevi aerobik yapar. diyeceksiniz ki ülen millet evie araç bulamasın mı? trafik kanununa göre bu tip taşıtlar en fazla 15 yolcu alabiliyordu sapıtmıyorsam. yani bu oturan yolcu sayısına denk gelir. hadi dediğiniz gibi üç beş kişi de hayrına alalım ayakta. ama bazen öyle bir hal almaktadır ki minibüs, ayakta gidenler balık istifinden de beter sıkışmaktadır. yolcu sayısı otuzu geçmektedir. işte biz bu tip dolmuşları şiki baba dolmuşu olarak nitelemekteyizdir. şoförün gözünü para hırsı bürümüştür. öyle ki artık isyan edecek duruma gelen yolcular " bilader * yer kalmadı koynumuza mı alacağız" diye çıkışmakta, yüzsüz şoför de "ne yapalım ekmek parası" veya "ne yani onlar evine gidemesin mi, sıkışın ben burdan boş yer olduğunu yer görüyorum" demektedir. şoför tarafından, trafik çevirmelerinde çökülmesi istenince; "ayakta yolcu alırken bize mi sordun birader" çıkışması ise " beğenmiyorsan taksiye binersin" resti ile son bulur. bu şekilde yolcular ile şoför arasında gergin anlar tezahür eder.
sanılanın aksine bu dolmuşlarda oynanan şans oyunlarında şu ana kadar hiçbir talihli de çıkmamıştır. vasıta bizi evimize götürürken bütün yolcular "inşallah polis çevirir de götüne cezayı sokar" cinsinden düşünmektedir. bu o kadar belli bir düşüncedir ki yüzlerinden okunur efendim. hatta bazıları işi kıllığa vurup çökertmelerde yavaş davranmakta, tam çökmemekte veya kafasın saklamayarak bir şekilde kendini belli etmeye çalışmaktadır. şoför " abi kafanı ey ceza mı yedirecen bize" der, abimiz ahhlar offlar, eti puflar içinde söylene, söylene çöker. hele bir de polis çevirip de içerideki çökmüş yolcu zulasını gördüğü an; işte o an şoförün bittiği andır. şoförle zıtlaşan bütün dolmuş ahalisinin gözleri parlar zevkten. yolculuk şoför için bundan sonra polise kızgın hayat'a küskün vaziyette devam eder. ortaya dert yakınır ki mutlaka az önce şoföre kızan yolculardan birisi, haklısın babında karşılık verip, kaypak davranışlar sergiler.
-ne yapayım millet ayakta kalmasın diye aldık hata mı ettik
-haklısın abi
-şimdi git bi de patrona derdini anlat
-sizinki de zor iş be abi. yolcu bi yandan polis bi yandan patron öbür türlü (ulan sen var ya az yavşak değilsin. az önce nasıldın şimdi sanki kendi yolcu değilmiş gibi)