türkiye de cumhuriyetçiliğin oy anlamına gelmesi

entry1 galeri
    1.
  1. karakter sınırlamasına takıldığı için esas başlık "türkiye cumhuriyeti ve kültür düzeyindeki ülkelerde cumhuriyetçiliğin fazladan oy ve iktidar mücadelesi için yığınları kullanmak anlamına geliyor olması." olacaktı.

    başlığın orjinalinde tanımı verilmiş olduğunu düşünüyorum, ekstra bir tanıma gerek yok herhalde.

    not: kültür olarak kastettiğim şey bilgi, birikim, yorum anlamındaki kültürdür. frankfurt okulunun kültür endüstrisi kavramında kullandığı anlamındaki kültür değildir.

    cumhuriyet genel tanımıyla; halkın halk tarafından, halkın seçimiyle yönetilmesi şeklinde olan devlet biçimidir. "demos" ve "kratos" kelimelerinden birleştirilerek oluşturulan demokrasinin bir uygulama biçimidir.

    bundan yıllar önce aysun kayacı isimli manken, anlamını bilmediğini düşündüğüm bir cümle söylemişti; "dağdaki çobanla benim oyum bir mi?". cumhuriyet mantığında evet, bir olmalı. çünkü insanlar eşittir ve eşit haklara sahip olmalıdırlar.
    Hayır, insanlar eşit değildir, insanlar eşitlenmemelidir. şöyle düşünelim, politika felsefesi üzerinde doktora yapmış, siyaset üzerine makaleleri bulunan bir üniversite prof.'u ile köy kahvesinde "yarın eve tarladan biber götüreyim de, menemen yaparız." düşüncesiyle yaşan emminin devletin geleceğine yön veren iktidarlık seçimlerinde verdikleri oy bir sayılıyor.

    bu en basit mantık önermeleriyle kurulabilecek bir şey. köydeki emmiyi küçümsüyor muyum? tabii ki hayır. insan olma bakımından herkesin eşit olduğunu ben de düşünüyorum. fakat iktidar, politik mücadelede, sanatta, edebiyatta, bilgelikte kimse eşit değildir ve bu alanda yapılan bir seçimde oy vermek bir eşit hak değildir.

    Nietzsche'nin sosyalizme karşı çıkışı, insanların bu alanlarda, özellikle sanat ve yaratım olanağını körelttiği düşüncesi ile, nokta burasıdır.

    bu arada sosyalizm ne alaka diyen için? sosyalizm'in bireye bakış açısı, bugün cumhuriyet yönetimlerinde mevcuttur. "insanlar her yönüyle eşittir."

    vay efendim cumhuriyet düşmanı denilecek, değil efendim, değil. ben diyorum ki, politika, felsefe, sosyoloji, siyaset bilen insanların, ama bu köydeki emmi olur, ama üniversitedeki hoca, seçmeye ve seçilmeye hakkı olmalıdır.

    tabi nietzsche'nin halkın eğitimi konusundaki eşitlik kavramına karşı çıkışı da var. orası göz ardı edilmemelidir.

    sağlıcakla kalın.
    0 ...