şaka gibi bir şey.
çünkü sevgili hiç ölmez.. ya da sen ölmez diye bilirsin. her zaman bir telefon kadar yanindadir. küs bile olsan orada bir sevgilin vardir, uzaklarda da olsa varligi yeterlidir. çünkü ertesi gün tekrar görüşeceksindir, çünkü haftasonunu birlikte geçireceğin kişidir, çünkü daha gezip tozacağın bir sürü yer vardir, yiyip icecegin bir sürü şey vardir, yapilacak bir sürü plan vardir. ayni universiteye gidip, ayni sehirde ayni evde yasama tutkusuna kapilirsin. o yüzden sevgili hiç ölmez. yarina umutla bakmani saglar cunku o senin sevdicegindir. butun bunlara inandigindan dolayi, ölüm hic aklina gelmez ve inanmazsin boyle bir seye.
bir gece telefon gelir, * telefonun ucunda yillar önce sevgiliyi tanistiran arkadasin arar. ama bu sefer arama sebebi ayirmak icindir. ruya hatta kabus gordugunu dusunursun. sonra bir sürü küfür edersin, bunun sakasi bile olmaz ulan dersin ama essogluessek o kadar israrlidir ki elinle tuttugun telefonun yandigini hissedersin. elin yaniyor sanirsin ama yüregin yanmaya baslamistir o an. gözünde birden arasin ölümü canlanir *. acaba ben de bir romanin icinde miyim ? caresizlikten baska bir sey yoktur onunde. hic ölmeyecek kisi artik ölmüstür ve paramparca bi hayat sana kucagini acmistir. artik ne dersler ne universite ne de baska seyler umrunda degildir. hayatin akisi, egitimin, arkadaslarin hepsi onunla beraber mezara gitmistir. hatta sen de oradasindir.
yillar gecer. etrafından duydugun şey hep aynıdır. "hayat devam ediyor" *. evet ama sana degil baskalarina devam ediyor o hayat.
mezardan cikabilirsen ne mutlu sana.