sevgilinin ellerini bıraktıktan sonraki sendrom

entry3 galeri
    ?.
  1. gün ışığını kıskandıracak sıcaklıkla kavuşan, kenetlenen, aşka dair kinetik enerji üreten ellerin serbest düşmeye uğramasıyla avuç içine vuran soğuk gibidir. ellerinde siyah perdelerin ışıksız izleri kalır, parmaklarının üzerine o'nun göz yaşları dolaşır da ellerini oynatamazsın, kolların nisyana uğrar, gömlek yakalarının arasına dalan ayazı yakalayamazsın. şuursuzca yürürsün, yolun yıpranmışlığını sayarsın, saat kulesine çıkıp bağırmak gelir içinden yapamazsın. ellerin boşluktadır, bu sendrom her yerini kör eder, doksan artılarda kırmızı kart yiyen kaleci gibi suçlarsın kendini. düşünürsün, düşünmeye sıra anca gelir; sadece ellerindeki sıcaklığı kaybetmenin getirdiği melankoli bile kalbine böyle pike çektirirken, o' nu kaybetmeyi düşünmeye cesaret bile edemezsin. pencereye kafanı yaslayıp, güvercinleri seyredersin, bunun sadece bir el ayrılığı olduğunu ancak anlarsın ki bu sendromun son vuruşunu da yapmış olursun. sonra gülümseyip el ele tutuşacağın günün kıyafetlerini giydirirsin zihnine, bir keyif sigarası yakar içine çekersin, parmaklarının kilitleri kendiliğinden çözülür, salıncağa yeni binmiş çocuk heycanı ile yatağının üstüne atlarsın, yanı başında duran banyo havlusuna tükenmez kalemle bir şeyler çizersin, kimseye yakalanmadan bir ayağınla perdeyi bir ayağınla kapıyı kapatırsın, tertemiz bir uyku çekmek için yastığa kafanı gömersin 'la fa la sol la fa la sol' diye mırıldanarak yavaşça sızarsın..
    0 ...