26 şubatta ne mi oldu? nasıl anlatılır, nasıl dile getirilir bilmiyorum; ama 26 şubat arşı titreten o büyük vahşetin yaşandığı gündür. her sene gelmesin diye dua ettiğim, 25 şubat hiç bitmesin dememe sebeptir. yusuf ziya arpaçık, o kara günü şöyle izah etmiş,
bu acıya yer ve gök nasıl dayandı!..
canlı-cansız varlıklar niye hareketlenmedi acaba!..
yıldızlar birbirine çarpıp dünyanın başına niye yağmadı!..
hızarla kollar, ayaklar kesilirken, güneş niye parçalanmadı!..
insanlar teneke gibi katlanırken, gökkubbe niye dürülmedi!..
bebek, boyu kadar bıçakla annesinin memesine şişlenmişken, dağlar niye yürümedi!..
yavrular kazanlara atılırken, denizler niye kaynamadı!..
hazangül karlar üstünde bebeği ile uzanmışken, ay niye sönmedi!..
bir kasırga çıkıp da yeryüzündeki bütün binaları niye temelinden söküp de göklere savurmadı!..
hani özlem ve hasretle beklenen o kutlu gün niye gelmedi!..
kıyamet!..
gözleriniz dolmadan okuyamayacaksınız, ya baştan açmayın ya da hiç okumayın. sesi de kısmadan okuyun, acıyı bütün vücudunuzda hissedebiliyor musunuz? işte o hislerinizi milyonlarla çarpın. 26 şubat nasıl anlatılır, nasıl dile gelir ki...