herkeste kendini kanıtlama çabası var. yok mu sevgili seyirciler? var tabii. herkes kendi kusursuzluğunun inancında. kimse 'düşüncelerimin yanlış olma ihtimali var' diye düşünmüyor bile. uygulamadaki felaketler zaten ortada.
bir de farklı olma çabası var tabii. mutlaka bir yerlerden farkını yaratmalı insan tabii. aslında farklı olabilmek güzeldir. yetenektir ayrıca. ama farklıymış gibi göstermek öyle değildir. farklı olabilmiş insan ezberi bozabilmiştir. farklı gibi görünen insan kendine karşı dürüstlüğünden başka hiç bir şeyi bozamamıştır.
şimdi konuyu toparlamak gerekirse, bazen beceriksiz olabileceğini kabul etmek, mükemmellikten uzaklığının farkında yaşamak, geçmişteki hatalarının farkına varabilmek insanlara garip geliyor.
farklı gibi görünmeye çalışan onca insan içinde, gayet sıradan ve basit düşüncelere sahip olmak, farklı olma çabası olarak görülebiliyor. bir nevi anti-popülistliğin popüler olduğu ortamda popüler olanı savunup anti-popülist damgası yemek gibi. kendi içinde kısır döngü evet. şöyle bir örnek var. konuyla ilgili olmasa da somutlaması açısından. bir 'duman' grubu vardı vaktiyle. popüler olmadığı 1999-2002 arası dönemde ve akabinde yeni yeni duyulmaya başladıkları süreçte underground gençliğin gözdesiydi 'duman'. 'biz asiyiz, duman dinleriz, gerçek müzik' diye ortalarda dolaşırdı nice genç(10-13 yaş arasındayken bile gözlem yapabilmem ilginç evet). gel zaman git zaman bu grubun müziği değişmedi ama popüler oldu. sonra 'popülerse bizden değildir' akımının öncüleri grubu reddettiler. ama bu akım o kadar yandaş buldu ki resmen popüler olanlar onlardı artık. 'popüler' denilen duman'ı savunan insanlar bir avuçtu, reddedenlerse en az 10 katı. bu işte gariplik var mı? evet var.