kişisel herhangi bir hakaret ve savunma duygusuna kapılmadan soğukkanlı ancak dürüst olmak zorundayım.
küba yı, yasadışı insan kaçakçığı yapan ülkelerin listesine koymak utanmazlıktır, aymazlıktır. devlet başkanlığı nın her yıl onaylamaya kendini zorunlu gördüğü bu aşağılayıcı raporda, bundan daha iğrenç ve rezil olansa, küba nın, sübyancılık da dahil olmak üzere seks turizmini teşvik ettiğine ilişkin öne sürülen iddiadır.
sizin de bildiğiniz üzre, ailenin kutsal birliğini sağlamak adına küba abd yle iki göçmenlik anlaşması imzalamıştır. ilki, 1984 yılındaki, hükümetleriniz yönetimince yerine getirilmemiştir. 10 yıl sonra, daha önce verilmiş olan 20 bin vize yerine, her yıl bunun yüzde 5 i olan, yalnızca yaklaşık bin kadar vize verilmiştir. bunun ardından 1994 te patlak vermiş olan göçmen krizinde, hemen izleyen yılda geliştirilmiş ve halen yürürlükte olan yeni bir anlaşmayı, hükümetimiz birleşik devletler hükümetiyle imzalamıştır. esas olarak vize sayısında gereken yapılmış olmasına karşın, aynı duyarlılık yasadışı göçe cesaret veren herşeyden sakınmayı gerektiren temel ve kaçınılmaz zorunluluklarda gösterilmemiştir.
küba anlaşması nın ölümcül yasası, herhangi bir adalet duygusundan uzak, katı bir biçimde varlığını koruduğu gibi, buna yeni ağırlaştırıcı maddeler de eklendi. bu saçma ve ahlaksız yasa, kübalı bir çok küçük çocuk da dahil, sayısız cana maloldu. aynı biçimde bu kez, florida dan yola çıkanların kıyılarımızın herhangi bir noktasına ulaştığı, hızlı tekneler üzerinde o kahrolası göç dalgası başgösterdi. birleşik devletler
hükümeti, florida eyaletiyle ortak olan bıkkınlık verici politikaları yüzünden, kollarını kavuşturup izlerken, küba bu tür olayları şiddetle cezalandırıyor. dünya üzerinde hiç bir ülke küba gibi, çocuklarını maddi ve manevi anlamda sağlık ve eğitim alanında bu kadar koruyup kollamamıştır. bilmeniz gerekir ki, yaşamının ilk yılında birleşik devletler de ölen bebek oranı, küba dakinden daha
fazla. bizim ülkemizde, çocukların ve gençlerin yüzde yüzü, fiziksel ya da ruhsal herhangi bir rahatsızlığı olanlar da dahil, okula gitmekte ve eğitim görmektedirler.
nasıl görmezden gelebilirsiniz ki birleşik devletler deki sınıflarda, öğretmen başına ortalama 30 öğrenci düşerken, küba da ise bu oran 20 nin de altında ve bizim öğrenimdeki başarımız artık gelişmiş herhangi bir ülkenin bile kat kat üstünde.
sağlık hizmetlerimiz, altmışlı yıllardan ya da en azından 1959 dan itibaren, her doğan bebeğin ortalama yaşam uzunluğunu arttırdı. yapılan tahminlere göre bu, hali hazırda 76,13 tür.
birleşik devletler in ambargosuna ve sosyalist bloğun çöküşüne karşın küba daki işsizlik yalnızca yüzde 2,3 e çıkabilmiştir ve de bu, sizin, dünyanın en zengin ve sanayileşmiş ülkesi olan kendi ülkenizin, bir çok kereler altındadır.
ekonomik savaşla, silahlı saldırılarla ve terrorist saldırılarla dört on yıldan fazladır kuşatılan ve teslim alınan ama yüreklilik göstermesini de bilmiş olan bir halkı ekonomik olarak boğmaya niyetlenmenizden ötürü utanç duymanız gerekmektedir.
kendi ülkenizde benzer tek bir olay bile gösteremezsiniz.
siz ekonominin soluğunu kesmeye çalışıyor ve bugün sayılarını 20 bine ulaştırma başarısı göstermiş olan, üçüncü dünya nın 64 ülkesine hizmet götüren doktora sahip bir ülkeyi savaşla tehdit ediyorsunuz. sizin hükümetiniz, yeryüzünün en zengin potansiyel kaynaklarını yönetmesine karşın, küba nın yapmakta olduğu gibi, bu ülkelerin uzak köşelerine bile tek bir kaynak yollamış değil.
her yıl, gezegenin sakinlerinin yüzde sekseninin zararına olarak, zengin ülkelerin dayattığı ve artık dayanılmaz olan, adaletsiz ekonomik dünya düzeni yüzünden üçüncü dünya ülkelerinin teslim olduğu yağma ve soygunun türlü çeşitli sonuçları olarak 10 milyondan fazla küçük çocuk ve diğer onlarca milyon insanın yaşamı kurtarılabilecekken, sizin anlayışınızda, en zengin ülkelerin liderlerinde olduğu gibi, ölüm anlamına gelen soykırımın ağırlığı yatıyor.
sürekli olarak dalavere ve yalan tohumları ekmek yerine, birilerinin size bu sorunlardan ve gerçeklerden söz etmesi iyi olurdu.
küba ya gelince, siz şöyle kör bir inanca kapılmışsınız ki, kasım da yeniden seçilmeniz, eski göçmenlerden ve onların oğullarından oluşan terörist olarak bilinen mafyaya bağlı. bunların dikkat çekici yönü, zimmetine para geçiren ve savaş suçu işleyen batistacılar grubu olmalarıdır. bunlar asker botlarını sırtlarına atıp, birleşik devletler e sığınmışlar ve işledikleri suçlar orada cezasız kalmıştır. diğerleri, halkımızın büyük ölçüde kanının akmasına neden olan terör ve tahrik saldırılarında uzun süre gördükleri hizmet sonucu zenginleşmişlerdir. bunların ne mal oldukları gün geçtikçe daha iyi anlaşılmakta ve ama etkileri her defasında daha da azalmaktadır. tüm dünya, onların gerçek uzmanlık alanı olan seçimlere hile karıştırma konusunda florida da olan biteni anımsıyor, ve siz de zaferinizi yalnızca 518 oy farkla kazanmıştınız. bu kirli ve sevimsiz konuyu deşerek, küçük görmek istemiyorum. açık yüreklilikle şu kadarını söylemeyi tercih ederim ki o da, buna kılavuzluk eden mafyayla sürdürdüğünüz bu bağlantılar, bir dahaki seçimlerde ters etki yaratmada belirleyici olabilir.