bilindiği üzere bu şirin ülkemiz kuvvetler ayrılığı ilkesi temelinde 3 erk ile yönetilmekte; yasama, yürütme ve yargı. kanunlar ise 2 şekilde oluşturulmakta, ya yasama organı olan meclis bir kanun hazırlayıp bunu oylanması için sunar -ki buna kanun teklifi denmekte- ya da yürütme organı olan bakanlar kurulu bir kanun hazırlar oylanması için -ki buna da kanun tasarısı denmekte. kanun hükmünde kararnameler ise bakanlar kurulunun meclisten bir yasa ile belli bir dönem için yetki alarak kafasına göre kanun yapması anlamına gelmekte; yasamanın denetiminden geçmeksizin cart diye çıkarırsınız kanunu. e hani nerde kaldı amına koyim kuvvetler ayrılığı? milletin kendisini temsil etmesi için gönderdiği milletvekilinin kanunda söz hakkı bile olmayacak, hükümet neyi isterse kafasına göre meclise danışmadan kanunlaştıracak. ne güze iş valla. kendisi rahmetli turgut özal'ın bir icadıdır bu arada. kanun hükmünde kararnamenin padişah fermanından bir farkı yoktur, esas anlamı "ben yaptım oldu" demektir. anayasa, khkların istisnai ve zaruri durumda çıkarılmasını öngörür, khklar ile ülke yönetilmesini değil. adamlar bunu da esnettiler kafalarına göre. e adı da değişsin madem; "kanun hükmünde tayyip" filan densin, daha anlamlı olur.