bir bedevi atasözünün de dediği gibi. kendi kendisinin hem en büyük düşmanı hem de tek dostu olan kavramdır.
yüzyıllar boyunca aydın ya da aydınlanmış, yani hayatın dünyanın, evren karşısındaki küçüklük ve değersizliğini bir şekilde kavramış olan insanlar, doğal olarak her şeye boş verdikleri için, içlerinde yaşadıkları toplumun da değer yargılarından uzaklaşmışlar. doğal olarak diyorum çünkü o farkındalığın getirdiği sonuç bu. yani 7089098709 sene önce yaşamış bir toplumun koyduğu değer yargısını nasıl kabul etsin bu adam. en başta karşı çıktığı şey zaten bu.
fakat işte tam bu noktada da zurna zırt diyor. insan toplumdan uzaklaştıkça, toplum ondan daha çok uzaklaşıyor. o uzaklaşan da herkesi kendi gibi zannediyor ama bir bakıyor ki en yakınındaki insan bile ona yabancılaşıyor. sevmiyor, hor görüyor. bu kadar insan arasında bir akıllı sen misin diyor. bakıyorsun o da haklı. çünkü o olduğu yerdeyken, aydınlanan insan uzağa gidiyor.
işte bu yüzden yıllar yılı, aydın, farkında olan insanlar toplum tarafından dışlanıyor. yaşadığı toplumun gerçeklerine bağlı kalsa bu sefer de kendisi ve yapmak istediği şey ile ters düşecek. yavşak olacak. iki taraf da birbirinden koptukça kopuyor en sonunda da ya tecrit ediliyor ya katlediliyor.
bu düzen ilk kabilelerden beri böyle gelmiş gidiyor. yapacak bir şey yok. yol belli. ya susup efendi gibi toplumla yaşayacaksın ya da tek başına savaşacaksın.