ihtiva ettiği 'kurtuluş' lafzı itibariyle bir hatli subjektif bir savaş ismidir. zira 'kurtuluş' denildiği zaman hakikaten 'kurtulduğumuz' anlaşılmaktadır. sanki ingiliz, fransız, italyan zihniyetli insanlar, bu kültüre sahip batı mahsülleri ülkede hakim değilmiş gibi. kurtulmayı sadece fiziki olarak düşmanı 'suni' misak-ı milli sınırlarından atma olarak görenler, kültürel/zihinsel/algısal işgalin farkında değiller. fransayı yurttan attık, ancak fransa kaynaklı 'laikliği/sekülerizmi' aldık. bu nasıl bir kurtuluş anlamış değilim. ingilizler, fransızlar bu topraktan çıkmasalardı, atatürk'ün yaptığı inkılapları yapacaklardı zaten. dini öğeleri kaldıracaklardı. 'batı' merkezli bir yaşam oluşturacaklardı ve daha birçok şey. ancak çok şükür ki ulu önder atatürk çıktı, ingilizlerin, fransızların zahmete girmesini önleyerek onların arzuladığı bütün değişimleri gerçekleşti.