Türkçe'de çok güzel bir söylem vardır. "Teşbihte hata olmaz" teşbihte hata olmaz çünkü o teşbihlerde yeri gelir Aşık veyseller
Bu alemi gören sensin,
yok gözünde perde senin,
haksıza yol veren sensin,
yok mu suçun bunda. senin der?
Kaygusuz abdal ise,
kıldan köprü yaratmışsın
gelsin kullar geçsin deyu
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç o tanrı.
Der...
Eserlerinde Allah'a kankasına hitap ediyormuş gibi hitap eden tasavvufçular da örneklemeyle çoğaltılabilir. veya "kabe kapınızda görmez misiniz" gibi dizelerden de.
Eğer ki Mustafa Kemal'e Türklüğün en zor anında, en mucizevi şekilde kaderin verdiği görevi yerine getirmesi "adı konmamış peygamberlik" benzetmesiyle yüceltilmesi dinsizlik ise Tasavvufçuların alayı haliyle bugün islam felsefesinin alayı çoktan söyledikleriyle yaptıklarıyla dinsizdir, biz de o islam felsefesinin birer üretimleri olarak biz de dinsizizdir.
Köpeklik, arsızlık, şerefsizlik, namussuzluk, onun bunun çocukluğu, piçlik yapmaya gerek yok.