-hocam, lütfen, hani söz vermiştiniz, ben
cumhurbaşkanı olacaktım!? şimdi beş artı beş
olursa bir beş yıl daha mı bekleyeceğim?
lütfen ama lütfen, ben kendimi yedi yıla
göre ayarlamıştım. beşi geçti kaldı iki yıl.
lütfen, hayallerimi yıkmayın, n'olur?!..
-sana yedi yılın sözünü vermedim ben,
bizimkinden sonra sen olursun dedim.
o zamanki pazarlığımız öyleydi, sen yanlış
hatırlıyorsun çekirge.
-ama pazarlığı yaparken yedi yıldı süre, beş
artı beşin esamesi yoktu. şu 367'ciler
yüzünden oldu bütün bunlar. lüften, hiç
oluru yok mu?
-her zaman, her şeyin oluru vardır çekirge.
-tamam, ne isterseniz yaparım. yeter ki iki
yıl sonra cumhurbaşkanı olayım, beş yıl daha
dayanamam.
-o zaman aç kulaklarını da iyi dinle. ilk
yapacağın şey, eski genel kurmay başkanını
içeri atmak olsun.
-ama.. şey.. hangisi?
-ilker. boru dedi, kağıt dedi, hak etti. hem
gündem değişir, bombaladığın 35 köylü unutulur;
sıçtın zaten orda.
-ben de anlamadım nasıl oldu? ama ilker'i
içeri atmak iyi fikir, halk unutur hakikaten.
-özel yetkilide mi yargılanacak, yüce divanda
mı yargılanacak tartışmaları birkaç ay götürür
zaten.
-aa, süper valla, aklınla bin yaşa! tamam kabul,
sonra cumhurbaşkanlığı yedi yıl diyeceğiz ama
değil mi? yani söz mü?
-yahu dur, acele etme. o kadar ucuz değil bu iş.
-ee? başka?
-sonra şey yapalım?.. en yakın milli bayram
hangisi şimdi?
-yahu bir şey söylüyorsam bir bildiğim var herhalde.
sen dediğimi yap. ben bizimkine talimat vereceğim,
tam sen 19 mayıs kutlamalarını kısıtlarken bizimki
çıkıp "genel kurmay başkanı yüce divanda yargılanır"
der. o zaman kim takar bayram kutlamalarını? halk
cumhurbaşkanıyla başbakan yine ters düştü deyip
oltaya gelir. bu arada 12 eylülcüleri de yargılarken
tartışma çıkardın mı tamam? birileri 12 eylülcüleri
konuşurken ötekiler iktidarda çatlak var
sarhoşluğuyla kör olur. 19 mayıs da aradan çıkmış
olur.
-yani bilemedim. olur mu ki?.. gerçi neler olmadı
ki?.. Evet evet, tamamdır, oldu bu iş. ama söz,
sonra cumhurbaşkanlığı beş artı beş demeyeceksiniz.