buradakilere göre biraz hafif kaçacaktır ama olsun ibnelik ibneliktir.
pazar günüdür anneyle pazara gidilecektir. üst değiştirirken yeni yıkanmış kot giyilir. la o da ne ben kilo mu aldım kemerle ortalara kadar sıktığım pantul belime cuk diye oturdu. kemer takmadım. çıktık annemle pazarı koloçan ettik bi' iki bir şey aldık dönüyoruz haliyle ellerde poşetler. ee pantolon. hayır olamaz. sanki pantul her iki adımda bir santim aşağı kayıyordu. bana bay yapıyordu sanki merdivenden kayan küçük yaramaz laf nedir bilmeyen uşaklar gibi. çekemiyorum da herkesin önünde anne dur ben şu pantulu bi çekim diyip, te poşetleri bırakcam da, hem poşetşeri bırakırken haliyle eğiliyor insan kalça dışarı çıkıyor o esnada pantulun kalçadan sıyrılması işten değil. eve de 100 metre gibi bir şey var bir de gerçi ne fark eder çeksem gene düşecek imansız. olabildiğince kalçayı oynatmadan yürümekti en mantıklısı. o beş dakika çok zordu be bebiş pantul çatalı geçtiydi eve vardım. (bkz: yeni yıkanan kotun bele cuk oturması)