bu daha öncelerde olmasını beklediğin, ancak şimdi olan, hız kesmeden sana doğru gelen, gelmesini istemediğin halde yine de gelen, ayak ucundan boğazına kadar sesle dolmanın nasıl bir şey olduğunu ispat edecek o ağrıdır.
üzerindeki her şeyden kurtulman gerekli. hem de derhal. soyunmalısın. çırılçıplak bir öksüzü oynamalısın bu akşam! korkuyor gibi yapmalısın , korkmadan. alnın hiçbir yere değmemeli, martının kıçından çıkartıp bir binanın çatısından aşağıya fırlattığı o beyaz sıvı gibi amaçsız, düşünmeden, düşmelisin bütün düşüncelerden! ses etmemelisin sese. biri bir ninni bağıracak, öteki adını haykıracak, öl demeden, öl diyebilmenin ispatını edecekler. anlayacaksın bir kaç harfin taşıdığı anlamdan kurtulup, nasıl anlamsız bir heyecanla seni dürttüğünü. sapacaksın yaşamdan. korku öpüyor olacak sırtını. sırıtacaksın, ne diye gıdıklandığını bilmeden. hangi rolü giyindiğini bile bilmiyorken sen, yakıştıracaklar adının önüne bir sıfat. ne istiyorlarsa o olmanı bekleyecekler. sen öksüzüm dediğinde daha bir güçlü vuracaklar sırtına, adam olduğunu sanacaksın. adamlıktan çıkmanın tarifini dinliyor olduğunu bilmeden. Velhasıl gideceklerdir, elbette gidecekler! sen kendini kaybettiğin yere geldiğinde, bulduğunda kendini ve anladığında şarkıların içindeki acıyı, olacaksın. sen, sen olduğunda kimse kalmayacak etrafında. kimse olmayacak. anlamadıklarını, anlamamalarına rağmen anlamsızlaştırıp, terk edecekler seni, düşüncelerini...