türkiye değildir.
laik bir ülkedir çünkü türkiye yani dinsizdir.
türkiye'nin geri kalma nedenleri nelerdir peki?
darbe kültürüdür.
zamanında ülkeyi iç karışıklığa sürüklemiş sol örgütlerdir.
güneydoğuyu başımıza bela eden baskıcı rejim ve bunu kullanmaya çalışan marksist tabanlı pkk terörüdür.
milli gelirin önemli bir kısmı orduya aktarılmasıdır.
kemalizm çığlıklarıyla maskelenip ülkeyi soyan hortumculardır. (tüm kemalistler için demiyorum tabi bu mühim bu konuda)
ve elbette birinci dünya savaşında kaybettiğimiz eğitimli ve üretici güç olabilecek vatansever gençliktir.
yenilmişlik psikoloji ve yeniden ülke ayağa kalkarken halkıyla barışmakta zorlanmış şekilselliği gereğinden fazla önemsemiş rejimdir.
saltanat anlayışının yıkılması ve çarpık din algısında elbette bir aydınlanma gerekiyordu türkiye için ama bu şekilde olmamalıydı..
daha geriye gidersek;
baskıcı ve ruhban sınıfının egemenliğinde olan avrupa da doğan karşı tepkisellik osmanlı'da ki rehavet.
dini ilimler karşısında katı ve çarpık mezhepçilik ve tarikat kültürüyle ikinci derecede bırakılmış hakir görülmüş pozitif bilimler.
dinin özünü oluşturan doğruluk, çalışkanlık yerine uyanıklık kültürü rüşvet ve sairenin yaygınlaşması ve saltanat sisteminin eğitime önem vermemesi. elinde silah olan güç yeniçerilerin keyfilikleri. bir dönem baş gösteren kibir.
daha da sayılabilir. ama dikkat edilecek husus ilime önem veren islam inanışının hakkıyla yaşanmamasıdır.
özgüven, kendi özüne güvenle ve öze dönüşle olur. hiç bir zaman seni kendinden saymayacak yüzyılların düşmanlığı bulunan medeniyetin şekilselliği ile beraber komple transfer edilmesi ve özünü inkarla kendi elinde bulunan ve aklı önemseyen dini yadsımakla olmaz. bu ülkenin ateistleri de solcuları da kemalistleri de milliyetçileri de dindar halkı da hepsi ama hepsi kendi medeniyetini beğensin ya da beğenmesin o medeniyetin bir parçasıdır ve kendini inkar ile bir yere asla varamayacağız. emperyalist güçler karşısında her zaman üstüne oyunlar oynanmış jeopoliitk konumu itibari ile önemli bir coğrafyanın fertleriyiz. ben diyorum ki batıyı batı yapan dinden soyutlanmasıdır, çünkü skolastik anlayışın hakim olduğu bir din mensubu idiler bizi biz yapan dine dönüşümüzdür ki bizimde dini algılayışımız artık bir takım çarpıklıklardan arınmalıdır. doğru algılanan bir islam her yurttaşa çelme takmak bir yana bir güçtür, manevi motivasyondur.
evrim teorisi ve bilimsel bilginin algılanışındaki çarpıklık üstün güç olan batının bize transferidir. üstün olan haklıdır psikolojisiyle aşağılık kompleksine girmiş vatanımız taşıdığı tarihi potansiyel ve konumuyla doğru bir din algılayışı ve doğru bir bilimsel bilgi anlayışını benimserse o ülkenin aydın müslümanları çok büyük bir çözüm olacaktır. kimse batıdaki gibi bir aydınlanma beklemesin zira islam dini yeryüzünün en güçlü fikir ve medeniyetiyle dünyayı tüketilmesi gereken bir yer değil doğa ile aklı birleştirebilen münzevi hayatı değil önceliği değerlerle yoğrulan bir akıl rehberliğinde yokoluşa götürülen dünyaya altenatif üretebilecek tek değerdir. hala yayılan bir dindir ve biz bu dine sahip çıkmaz isek malesef yüzyıl sonra bugün peşinden gittiğimiz bazı ülkelerin insanları bu değerlerle onurlandırılıp bu rolü üstlenebilecektir. tıpkı arapların kavmiyetçi anlayışlarının yeniden hortlaması sonrası islamın bayraktarlığının türklere geçmesi gibi. çünkü allah kimseye muhtaç değildir insanlar bu sonsuz aklın rehberliğine muhtaçtır.
zorla kimseye inanç aşılama değil çok kültürlü ve çok inançlı kimsenin baskı altında olmadığı daha üstün medeniyeti oluşturabilecek ender ülkelerden biriyizdir. dini kendine hedef seçmek yanlış hedefe konumlanmaktır. evrim teorisi gibi materyalist felsefenin başka bir çözüm bulamadığı için sımsıkı sarıldığı bir teori çerçevesinde varoluşunu konumlandıranlar kendilerince gördükleri çözümlerle kısır döngü içerisinde çırpınıp durmaktadırlar. kimseye laf sokma derdinde değil bir vatanseverin çırpınışlarındayım.