kuranda çok defa geçer. dinde zorlama olmaz.yani islam dininde peygamberinde çok defa dile getirdiği üzere özgür düşünce esastır.kimse inançları yüzünden sorgulanamaz.
gelelim siyasete.
siyasetin sözlük anlamı malumdur.dar anlamıyla devlet-toplum ilişkilerini düzenler.ama geniş anlamıyla bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetidir.
devlet dediğimiz kurum hepimizindir.haliyle o kurum tarafsız olmak zorundadır.bir toplumda farklı inançlar olacaktır.aynı dine mensup kitleler içinde bile farklı mezhepler hatta aynı mezhep içinde dahi farklı farklı inanç grupları olacaktır.
ve tabiki hiç bir dine mensup olmayan hatta tanrı inancı da olmayan kitlelerde olacaktır.kimin çok olduğu hiçbir anlam ifade etmez.zira demokratik rejimler kelle hesabına göre hareket etmez.
devletin yegane amacı kimseyi birbirine düşürmeden her bir yurttaşa eşit mesafede durmaktır.
eğer siyasete yani devlet-toplum ilişkilerine bir inanç grubunun inançları karıştırılmaya çalışılırsa o devletin tarafsızlığından söz etmek imkansızdır.her bir inanç grubunun inançlarını harmanlayıp herkesi memnun etmek imkansız olduğuna göre devlet tüm inançlar karşısında gözünü kapatmak zorundadır.
bu durum inançları yok saymak değildir.tam tersi devlet tüm inançların özgürce yaşanabilmesini önünü açmakla yükümlüdür.ama hiçbir inancı sahiplenemez devlete bulaştıramaz.eğer bu yapılırsa o devlet her demokratik anayasada var olan eşitlik ilkesini ihlal etmiş sayılır.
demokrasi herkesin inancına saygı duymayı gerektirir.islamın demokrasiyle çeliştiğini söylemek islam dinine hakarettir.
ve zaten siyaset makamı menfaatler çatışması olduğuna göre o yalan dünyaya insanlarca kutsal olan inançları sokmak o inançlara zarardır.