genel olarak kızların daha çok yakıştığı meslektir. çünkü meslek olarak sürekli anlamda kendini geliştirme, yeni şeyler öğrenme, sürekli olarak yanlışlarını düzeltme gibi sürekli çalışmaya sürükleyen bir meslektir.
yıllarca eğitim fakültesinde ingilizce namına pek bir şey öğrenmezsiniz çünkü, konuşmanız, kelime bilginiz, öğretmenliğe başlandıktan hemen sonra giderek kabızlaşır, hele de ilköğretimde öğretmenseniz, i you we they bil, yeterlidir.
ondan sonra gidip bir öğrenciyi üniversite sınavına, toefl'a vs.ye hazırlamak müthiş derecede zor gelir, inkar edemem.
bu yüzden esasında basit görünse de çetrefilli bir iştir, yeni şeylere de yeni tekniklere de açık olmayı gerektirir.
erkek milletinin genelinde görülebilen "her şeyi ben biliyom zaten ki." temelli hafifçe ukalalık da, bu işe hafiften darbe vurur. zaten azlardır. kadın baskını bir meslek olması da bence gayet doğrudur.
istisnalar da ne yazık ki kaideyi bozmaz.
tanım: eğitim fakültesinde okuyanları diğer bölümleri okuyanlara göre -nedense- akademik anlamda biraz daha şanssız gördüğüm mesleğe sahip insandır. bir çok branşa göre daha çok kazanabilir. tabi azıcık da akıllı olursa.