Efendim yine izmir balıkesir arası trende yolculuk etmekteyim. Yan taraftaki koltuğa oturmak üzere, gelmekte olan bir çift topuklu ayakkabı sesini dinlemekteyim. Tabi kadınlığın verdiği merakla, ne giymiş? diye kafamı kaldırdığım anda beni şok eden durumla karşılaştım.
7-8 yaşlarında, tahminen 30 kg ağırlığında küçücük bir kız, ayağında apartman topuk çizmeyle, salına salına, aslında bileğini burka burka geliyor.
Dumur olduğum an ise, bacak bacak üstüne atıp, insanları süzmesiydi. Kızı şaşkınlıkla incelerken, bana dönüp;
-Neden bakıyorsun tatlım?
demesiyle iyice mallaşan ben, gıkımı bile çıkaramadan önüme döndüm.
-A benim mini mini ufaklığım, spor ayakkabı ile her 2 metrede düşmeyi başarabilen sen, özentilerin uğruna mahvediyorsun kendini
diyemedim.
Bir an bizim memleket geldi aklıma...
Avrupaileşmek adına, o kız gibi, apartman topuk çizmeler üstünde yürüyen, Türkiye Cumhuriyeti...
Bileğimiz, ha büküldü, ha bükülecek derken, ayakta durma telaşında savruluyoruz ülkece...