sevgili babacım;
büyüdüğümü düşünmeye başladığın andan, ben üniversitenin 2. yılına gelene kadar, aramız bir türlü düzelemedi ne yazık ki. hayatıma olan takıntın o kadar büyümüştü ki, sürekli 'kız ya da erkek farketmez ! arkadaşın olmayacak! ' diyordun ya, arkamı dönüp bakıyorum da galiba istediğin olmuş. 4 yıl süren lise hayatım boyunca kaç kişiye selam veriyorum, düşündüm ve anılarıma acıdım doğrusu. bu konu hariç farkettim ki, bana direttiğin herşeyin tersine gitmişim. peki neden üniversitenin 2. yılına kadar dı işkencen? evden uzak okuyorum diye gözden mi çıkardın beni? aradığında evimde olsam bile dışardayım diyorum neden tepki vemiyorsun? eve gelince de sil baştan başlıyoruz yine. aynı ildeyken il dışında gösterdiğin toleransı göstermiyorsun. bir tezatlık yok mu? hakkını yemiyim ama 2 yıldır bu konularda eskiye nazaran daha ılımlıyız.senin sebep olduğun, geçmişte yaşayamıdıklarıma ve yaşadıklarıma üzülüyorum. bu sebepten bu mektubu yazışım. sana bunları söyleyip hiç incitirmiyim seni. içimdeki küçük bir sitem sadece, sen hiç bilmeyeceksin.
bana farkında olmadan yaptığın en büyük iyilik ,ilerde çocuğuma nasıl davranmam gerektiğini senle olan ilşkimizden çıkarımlarla öğretmen. ha birde eş seçimini yaparken :' kendime koca değil, çocuğuma baba bulmam gerekliği'.
seni anlamıyorum ,düşüncelerine katılmıyorum ,davranışlarını tasvip etmiyorum ama koşulsuz seni çok seviyorum. sakın beni yalnız bırakma! ölene kadar sırtımı güvenle yaslayabileceğim, yanlışımda doğrumda hep yanımda olduğunu bildiğim tek adamsın.