kendisi negativisttir efendim. şimdi popper oldukça mantıklı şeyler söylemektedir.[bu mantık kelimesini kendisinin platon ve aristoteles hakkında söylediklerini dikkate almadan ifade ediyorum (bkz: syllogismos) (bkz: beyaz kuğu) (bkz: açık toplum ve düşmanları). şimdi popper'in oldukça sağlam tespitleri vadır. bilhassa pozitivistlere yaptığı eleştriler oldukça dikkate değerdir.
şimdi efendim popper özellikle bilimin en önemli özellklerinden birinin ilerleme[progress] olduğunu ifade etmiştir. ve bilimsel bilginin emprik ve rasyonel karakteri açısından bakıldığında da büyümedeki sürekliliğin hayati önemde olduğunu belirtmiştir. bununla birlikte aslında bilimin belirli formülasyon ve gözlemlerimizin salt birikmesinden meydana gelmediğini aynı zamanda bu bilimsel gelişme ya da bilimsel bilginin büyümesini bilimsel teorilerin biteviye devrilmesi[burada overthrow'u kullanmakta, bu kelime aynı zamanda siyasi bir devrilme için de kullanılır. (bkz: thomas kuhn)ve aynı zamanda bu teorilerin daha iyi olanlar ve daha tatminkar olanlarca yer değiştirmesi olarak da ifade etmektedir. aslında bu vurgu onu pozitivistlerden ayırır.
diğer bilim felsefecileri gibi popper'in de dili ağır değildir. şimdi popper bizim insanlar ya da şempanzelerde de olsa hatalarımızdan bir şeyler öğrendiğimizi belirtmektedir[error or trial]. bundan dolayı onun salt kaygısı bilimsel bilgi kuramı değil aynı zamanda genel olarak bilgi kuramıdır. bununla birlikte popper "bilim"in hataların ve yanlışların sistematik olarak eleştirildiği ve sık sık da düzeltildiği tek alan olduğunu ifade etmektedir.
bununla birlikte yukarıda ifade ettiğim gibi kendisi justificationists ve fallibilists şeklinde iki ayrım yapar. bu justificationists adını verdiğimiz doğrucu davutların pozitif nedenler ile desteklenmeyen hiç bir şeyin dikkate alınmaya ya da inanılmaya değer olmadığını inanmakta olduklarını iddia eder. aynı zamanda onların bir teoriye inanmasını sağlayan şey onun pozitif kanıtlar ile doğrulanmasıdır. yani bir teoriyi ya da kuramı kabul edilme şartı onun doğrulanmasıdır. buna karşın fallibilists[kendisi de bu grubun üyesidir] ilke olarak eleşttri ile devrilemeyen yada çürütülemeyen hiç birşeyin dikkate alınmaya değer olmadığını ifade ederler. yani aslında bir teoriye bilimselliğini veren ya da onu inanılır kılacak olan ana özelik onun yanlışlanabilir olmasıdır. kendisi de bu tarafta olduğu için hali ile fallibilistsleri savunur. "rationality of science"nin kendi dogmalarını desteklemek uğruna empirik kanıtlara başvurma alışkanlığında olmadığını belirtir. aslında yapılması gereken "critical approach"tır. yani, varolan teorilerin sağlamlaştırılmasından ziyade onların test edilmesinden yanadır. bu minvalde teoriler test edilerek hatalar bulunacak bu şekilde de daha iyi teorilere ulaşılacaktır.
bununla birlikte kendisi iyi bir teorinin üç ana özelliğinden bahseder. popper'e göre, birinci özellik, birbiriyle bağlantılı olmayan şeyler[gezegenler ve elmalar], kuramlar ve olgular arasındaki bağlantıya ilişkin basit, yeni güçlü ve birleştirici bir ideadan yola çıkmalıdır. ikincisi ise bağımsız bir şekilde testedilebilmesidir. bundan kastı ise bu teori yeni ve testedilebilir sonuçlar doğurmalıdır; yani şimdiye kadar gözlemlenmemiş bir fenomenin öngörüsünü yol açmalıdır. üçüncüsü ise refutations[çürütmeler] şeklinde ifade edebiliriz. yani bu aslında varolan teorinin çok daha sert biçimde testedilmesidir. her ne kadar çürütmeler bilim adamının başarısızlığı olarak kabul edilse de aslında bunun yanlış bir bakış olduğunu ifade eder popper. bunun teorisi çürütülen ve teoriyi çürüten açısından da oldukça büyük bir başarı olduğunu söyler. bir teori geçerliliğini kısa bir süre içinde yitirse de onun unutulmayacağını güzelliğinin hatırlanacağını söyler. çünkü bu "refuted theory" bize yeni ve açıklanmamış deneysel olgular ve bunlarla birlikte yani problemleri miras bırakmıştır.
sonuç olarak üçüncü ifade ettiğimiz gereklilik aslında kaçınılmaz değildir. yani bir teori çürütülse de bilime önemli katkılarda bulunmuştur. fakat bilimsel ilerleme için ise gerekli ve zorunludur.