13 nisan 2007'yi hatırlayan var mı?
nazarımızda "kodu mu oturtacak" paşa olan yaşar büyükanıt'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi sarf ettiği "sözde değil özde laik cumhurbaşkanı" isteminin tarihidir 13 nisan 2007...
belki de at izinin it izine karışmasına sebep olan bu açıklama ile hem tsk'da, hem ülke genelinde hiçbirşey eskisi gibi, daha doğrusu alışılageldik şekilde seyretmedi...
sözde ergenekon tutuklamaları, pkk'nın meşrulaştırılma süreci, tsk'nın pasifize edilmeye başlanması, cemaatin kadrolaşmada level atlaması, türk dış politikası vesaire, vesaire...
radikal değişiklikler yaşadık.
büyükanıt paşa'dan sonra ilker başbuğ ve ışık koşaner paşalar genelkurmay başkanı oldular. bunlar laik ve atatürkçü türkiye cumhuriyeti'nin son 2 genelkurmay başkanıdır.
ne yazık ki bu güvenilen tüm isimler akepe'nin türlü hukuksuzluklarına ve türkiye cumhuriyeti'nin temel dinamikleri ile oynama hezeyanına dur demek namına herhangi bir tavır dahi sergilemedi.
12 eylül 1980'de tsk'nın iç hizmet kanunu'nun ilgili maddesine istinaden ve tc anayasasından aldıkları selahiyet ile yönetime el koyan tsk, türkiye cumhuriyeti'nin temelleri sarsılıp çatlatılırken uyudu...
sarı öküz hikayesindeki gibi fertlerinin birer birer avlanmasına müsade etti...
şimdi oturmuş ilker başbuğ paşa "tutuklanır mı tutuklanmaz mı" onu bekliyor ve birbirimize soruyoruz.
5 senedir türk silahlı kuvvetlerinden bir tek kişi dahi çıkıp masaya yumruğunu vurarak;
"darbe teorileri üretmek tsk'nın eğitim doktrininde olan rutin bir prosedürdür" diyemiyor.
ben asker değilim, asker kökenli bir aileden de gelmiyorum...
ama bugün,
bir terörist babası meclis'e gelip ölen oğlu için tazminat istiyebiliyorsa, uludere'de kaçakçılık yaparken sehven öldürülen köylülerin cenazelerinde pkk bayrakları atılıp devletin aleyhine sloganlar atıldıktan sonra bu devlet onlara 2 trilyondan ziyade tazminat ödüyorsa, yine aynı devlet şeref ve liyakat madalyaları sahibi onlarca generalini mesnetsizce cezaevlerinde tutup, genelkurmay başkanlığı yapmış bir ismi eli kulağında tutuklamaya çalışıyorsa ve biz hala "denizin bittiğinin" farkında değilsek geçmişler olsun...
artık ne güveniyor ne de inanıyorum.
yıllardır halkın en güvendiği kurum olan ordu, takunyalı iktidar karşısında kendini bu hale düşürüp, gururuyla oynattıysa, olanlar karşısında yıllardır gıkını çıkarmadan sessiz kalmışsa bu saatten sonra tsk içinden herhangi bir subayın çıkıp bu millet için birşeyler yapabileceğine dair inancım yok oldu...
merak ediyorum,
insanlar onurları için yaşar, adam olan kendini ezdirmez, bu durumlara düşürmez.
peki atatürk ilke ve devrimlerine sadakat yemini eden bu binlerce kişi kendini neden bu duruma düşürür?
çözemiyorum.
herkes kendi gardını alsın.
o kadar yalnızız ki...