sözlüğü ile okan bayülgen'in programında duymuştum. bizim yazarları aylin aslım bildiğin şamarlıyordu. ulan dedim neymiş burası bir bakayım falan... baktım. komik şeyler yazılıyordu vs. sonra dedim ben de yazar olayım. o ara klima muhendisi diye bir çocukluk arkadaşım da "sözlüklerde takılıyor musun?" diye sorunca daldım falan işte...
on entry girdim ve beklemeye başladım. birinci gün tamam, iki de hadi tamam diyelim, üç, dört... ulan bir türlü onaylamadılar yazarlığımı. hatta bir arkadaşım benden sonra başvuru yapmıştı da benden önce yazar olmuştu.
-abi sen yazar mısın uludağ'da? onaylanmadı mı hala?
+abi siktir et ya. salak bir yer zaten.
sonra yazar oldum işte. baktım ortalıkta birileri "ben çok zenginim" "ben asil fransız soyundan geliyorum" gibi kelamlar ediyor. dedim "ya siktirin gidin, madem öyle ne işiniz var burada" sonra işte troll kavramını öğrendim. sonra bu adamları gülerek okumaya başladım.
ortada bir sorun vardı... ben ciddi anlamda yazım bilgisi yoksunu idim. hoş halen basit hatalar yapıyorum ama o zamanlar daha beter. mi'leri bitişik yazmalar, ki'leri ayrı yazmamalar vs. sonra türkçe yazmayı da burada öğrendim.
neyse öyle işte... özeldir uludağ. başka bir tadı vardır. gerçi eski yazarlardan pek kalmadı ama yine de yuva gibi işte. şimdilerde seviye düştü, oylama olayı bitti falan diyorlar ya siktir git diyesim geliyor. abi okutan nasıl okutuyor yazısını? seviyorum lan burasını. ne olursa olsun burası ayrıdır.
bu arada bu yazıyı neden yazdım cidden bilmiyorum. eski kankalarım cehenname, blue smyrna, klima muhendisi, miceddere yiyen adam ve zall'a selam ederim. evet ben buraya ilk geldiğimde zall sıradan bir yazardı. sonra birden yükseldi. tamam kötüydü. öptüm görüşürüz.