karıma

entry6 galeri
    2.
  1. Sen bir piliç gibisin
    taze ve beyaz.
    esince rüzgâr, tüyleri karışan
    su içerken boynunu eğen
    ve toprakta eşinen
    ve yürürken
    senin sultanlara yaraşır adımlarınla
    ağır ağır giden
    ve iterek göğsünü ileriye
    çalımla çimende gezinen
    bir piliç gibisin sen.
    Erkeğinden daha üstün bir piliç.
    Tanrı'ya yaklaştıran
    tüm günahsız hayvanların
    tüm dişileri gibi.
    Eğer yanılmıyorsam
    yanıltmıyorsa eğer beni gözlerim
    başka hiçbir kadında değil
    bunlar arasında senin eşin.
    Akşam
    tavukları bastırınca uyku
    öyle sesler çıkarırlar ki
    bazen hastalanıp inildediğinde
    tatlılar tatlısı sesini anımsatır senin.
    Sen bilmezsin
    kümeslerin yumuşak ve üzünçlü sesine
    nasıl benzediğini sesinin.

    Sen gebe bir düve gibisin
    hafif
    ağırlaşmamış daha
    şen şakrak hatta,
    boynunu çeviren
    okşayınca,
    boyun değil
    yumuşak pembeden bir et çemberi sanki.
    Karşılaştığında
    duyarsan böğürdüğünü
    o ses
    o denli yakınıcıdır ki
    koparıp bir tutam ot
    edemezsin vermeden.
    Hüzünlüysen eğer
    işte ben de öyle sunuyorum
    armağanımı sana.

    Sen dişi bir köpek gibisin
    uzanmış yere,
    gözleri bunca tatlı
    ve acımasız yüreği.
    Bastırılamayan bir öfkeyle tutuşmuş
    bir ermiş oluveriyor
    ayaklarının dibinde
    ve öylece sana bakıyor
    Tanrı'sı ya da Efendisiymiş gibi.
    Evde ya da yolda
    Yaklaşmaya görsün birisi
    hemen gösteriyor bembeyaz dişlerini,
    kıskanç mı kıskanç
    sevgisi.

    Sen ürkek bir tavşan gibisin.
    Daracık kafesinde
    dikilir ayağa
    görünce birini
    ve durur tetikte
    uzatarak kulaklarını.
    Kepek ya da hindiba götürmeni bekler,
    olmayınca da
    büzülüp içine
    karanlık köşeleri seçer.
    Hangi gönül razı olur
    ağzından almaya yemini?
    Hangi gönül razı olur almaya
    kurmak için yuvasını
    üstünden yolduğu tüyü?
    Hangi yürek katlanır
    acı çektirmeye ona?

    Sen bir kırlangıç gibisin
    baharda dönen,
    ama güzün göç eden.
    Ne ki yok bu son alışkanlığın senin.
    Daha çok
    tüy gibi deviniş almışsın
    kırlangıçtan.
    işte budur bana
    yaşlılığını duyan
    ve yaşlı olan bana
    bir başka bahar muştulayan.

    Sen bir karınca gibisin
    yarınını düşünen.
    Çıkınca kıra gezmeye
    ninesi onda konuşan
    yanındaki bebeye.
    Ben de böyle işte
    başka hiçbir kadında değil
    ya arıda buluyorum seni
    ya da Tanrı'ya yaklaştıran
    tüm günahsız hayvanların
    dişilerinde.

    Umberto SABA
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük