aslına bakılırsa küreselleşmeye gösterililen bir reflekstir.
küreselleşmenin ve kapital ekonomik sistemin siyasal alana yansımısının milliyetçiliğin yükselmesine neden olduğu aşikardır. elbette ki solun merkeze kayması salt milliyetçi söylemleri sahiplenmesiyle ilgili değildir ancak büyük ölçüde hem solda mem sağda milliyetçilik tavan yapmıştır.
küreselleşmenin, sınırları kaldırma ve böylece her noktaya nüfuz etme amacıyla üniter devletleri bölerek küçük parçalara ayırmaya çalışması tüm dünyada milliyetçi reflekse neden olmuştur. bunun yanında etnik siyaset yapılması da buna başka bir nedendir.
solun merkeze kaymasının milliyetçilik eksenli siyasal boyutunun yanında bir de ekonomik boyutu vardır. bugün sol, halkın gözetildiği, devletin yağmalanmadığı sosyal ekonomik sistemler yerine zengin sınıfa göre belirlenen, neo-kapitalizme kucak açan, özelleştirmeyi her koşulda kabullenen bir sistemi tercih etmiştir.
konuya daha kçük ölçekte bakarsak:
ülkemizde solun merkeze kayması daha da belirgindir; çünkü hepsi milliyetçiliğe gönderme yapmaktadır. oysa ki sol jargonda milliyetçilik kabul görmez. sadece ilk akla gelen chp değil hemen her sol parti merkeze kaymaktadır. bugün dtp ye bakıldığında mhp kadar milliyetçi bir anlayışa sahip olduğu görülür. yine tip, dsp gibi sol(!) partiler milliyetçik üzerinden siyaset yapmaktadır.
solun merkeze kayması populist bir hamledir. sol merkeze kayarsa temelinden sarsılır, ruhu alınmış bir ideolojiden başka birşey kalmaz ortada.
