27 kasım'da boyun eğmeyen insanın öyküsü'nden ilham alarak yazılan bir tuğrul keskin şiiri.
hiç boyun eğer mi insan
-kemal okuyan, nihat behram
ve yolcuları için büyük tarihin-
(....otuzbin ışıltılı göz...... baktı geceden
baktılar hülyalı, aydınlık bir düşünceden
daha iyisini yaparız yoldaşlar dedi ses
temizleyip taşları, öreriz duvarları aşkilen
karlar altından çıkarıp buz tutan yürekleri
atmasını sağlarız yeniden, kardeşleri için
yeniden bir dünya kurarız kardeşler dedi
güven içinde soluk alıp veren bir dünya...
rahat uyusun için çocuklar kurar ellerimiz
yeni, yepyeni bir sofrayı kardeşleri için
bilinsin! gelecek her şeyimizdir kardeşler
emeğimizdir gelecek, adanmış çocuklara.
küfrü dilimizde,
kollarımızdadır ışığı geleceğin
an be an parçalanan kimya
alın terimizden süzülen demir
ve sarıkamıştan esen yel
karadenizden kalkan dalga
sonsuz uğultuyla haykırmaktadır;
hiç boyun eğer mi insan!
mazlumsan, vurulmuşsan,
bağır bağırmaktaysan öfkeden
ve incitmekteyse toprağı
kara gözlerinden sızan kan
her gün karartılan geleceğinle
kararan ufka bakmaktaysan
haykır bütün gücünle acından
hiç boyun eğer mi insan!
cellat doğrulup mezarından
ilmek ilmek örmekteyse düğümü
unutma senden önce gideni
gelecek olanı senden sonra
karanlığı upuzun ülkende
kanlar içindeyse devrimlerin
haykır ekmeğini kazandığın geceden
hiç boyun eğer mi insan!
iktidarın zulmeti iniyorsa üstüne
coplanıyorsa sokaklarda çocukların
ölüler pahasına çıktığın aydınlık
kara bir mızraksa artık kalbinde
ve külse kavgada bilenmiş direncin
yoksan, unutulmuşsan, umutsuzsan
durma haykır, tezi yok bu günden
hiç boyun eğer mi insan!
atlası geçerek ipekli yollardan
vuruşanları da anla beş kıtadan
sizin ellerinizdir kara derililer
sarı derililer sizin ellerinizdir
sizin ellerinizdir yaslı anneler
sizin ellerinizdir şu anı yaratan
haykırın durmaksızın o yaradan
hiç boyun eğer mi insan...
bunca acılarda sınanmış onur ve yaralı vicdan
boyun eğer mi zorbanın karanlıktaki şerrine hiç
zulüm zindanlar boyunca uğuldadı da durmadan
boyun eğmedi unutma, senden önce giden
ey tarihin son dönemecindeki yolcu, diren
kan içinde bırakılmış çocukluk düşlerinle diren
mızrapla, sazla, geleceği kuracak düş ile diren
kaleminden ışık sızanların direndiği geceden.
diren ey son yolcusu bu kanla yazılmış tarihin
çıkabilmek için bu yapışkan karanlıktan, diren
diren! okullarda, evlerde, kanlı yollarda diren
ve haykır durmadan; hiç boyun eğer mi insan!..)