kafamı içeri doğru ceviriyorum, salonun penceresi görünüyor.. oraya kadar gitmiş olsam, şairler sokağın bir parçasını görebileceğimden eminim..
bir çift ayak sesi.. kamburlu ve köşeli bir ses.. koridorun sola döndüğü yerden geliyor.. ve bu sesin sahibini vurmazsam o beni vuracak.. askılıktaki silahlara davranıyorum hemen..
----------------------------
dar koridordaki sepette duran bir çift silah..
kafamı kaldırıyorum, mutfağın ucundaki pencereyi görüyorum.. şimdi oradan bakacak olsam nene hatun caddesini iyice görebileceğimi biliyorum..
bir kapı tıkırtısı.. o gelmiş olmalı.. silah! askılık!! görmüş olmalıydı! sepete davranıyorum, silahları alıyorum, ben onu vurmazsam o beni vuracak..
koridorun sonuna gelirken köşede karşılaşmaktan korkuyorum ama ilerlemeye devam ediyorum, köşeye sırtımı yaslıyorum, kafamı devirip bakmaya çalışıyorum..
----------------------------
iyice köşeye yaklaşıyorum. şapkasının ucunu gördüğüm anda silahıma davranıyorum.. tam o anda o da dönüyor silahını bana doğrultuyor..
tetiğe bastığım anda aklımdan geçen tek düşünce haznenin boş olduğu gerçeği..
---------------------------
tetiğe benden önce bastı ama hazneyi boşaltmış olduğumu bilmiyordu.. ve o an aklımdan geçen tek düşünce koridordaki tuvalete uğramayı akıl edememiş olmasıydı..
tetiğe bastığım anda silahımdan çıkan suyun her damlasının ağır çekimde suratında patladığını görebiliyordum..
--------------------------
aradan 20 sene geçti ve nasıl olabildi de ben şimdi elimde bir 9mm, aynı koridorda onu öldürmek için aynı kapıyı aralıyorum..