italyada napolide küçük şirin bir otelin odasından yazıyorum şuan,
işlerin yğunluğundan, yaşadığım duygu selinden, içimdeki dehlizlerden belki kurtulurum umuduyla 3-4 gün tatil yapmaya italyaya geldim. italya benim memleketim, annemle babamın benim tohumlarımı attıkları gecenin ev sahibi olan ülke çünkü. çocukluğumdan beri hep inanmışımdır batıl da olsa italyanın benim hayatımda çok büyük bir yeri olduğuna.
tek başıma tatilleri de her zaman çok sevmişimdir. paylaşmayı sevmem çünkü nitekim tüm aşklarda kaybetmem de bu yüzden olsa gerek.
milano'da girdim yeni yıla, burada girdiysem tüm senem burada geçsin diye içimden dileyerek. 2011'e küfürler yağdırarak belki de umutlarımı söndürmeden 2012'ye dualar ederek karşıladım yeni yılı...
her sene yaptığım gibi ben yine 2011 in son saatlerinde vicdan muasebesine durdum. geçmişimi bir gözden geçirdim. 2011 yılına dair neler yaptığıma;
-şirketi %13 büyütmüşüm,
-mesleğimde kendimi geliştirmişim,
-yine bir çok kadın hayatıma girip çıkmış,
-kadınlardan biri hayatımı cidden s.kmiş,
-kızım hala uzakta,
-eski alışkanlıklarıma yeniden döndüm,
-her şey artık tertemiz derken yeniden mahvettim,
-babamla aramı açtım,
-saçlarımdaki beyazların sayısı 2 katına çıktı...
.
.
.
derken baktım ki akrep ile yelkovan üst üste, milano'nun tüm görkemine sevişerek şahit oluyorlar. 10'dan geriye saydık ve işte 2012...
tek dileğim yine son 3 senedir kızımı bir kez olsun görebilmek...
her zaman ki gibi yine radikal kararlar aldım, uygulayamayacağımı bilsem de...
dün sabaha karşı barut kokusuna yeniden aşık oldum,
kafama dayadım, çok kez vazgeçsem de yine hayat galip geldi...