aynı gün içinde yağmur kar dolu hepsi yağar.bir ara güneş açar ama hava hep soğuktur.mayıs ayında bile bunlar yaşanabilir.
ama insanı iyidir,tok gözlüdür.
erzurum denince soğunun yanında tabi akla hiç şüphesiz ki milli mücadele gelir.
eh milli mücadele ve erzurum denince de kuvayı milliye destanı ve nazım hikmet akla gelir.
erzurum'da on dört gün sürdü kongre:
orda, mazlum milletlerden bahsedildi
bütün mazlum milletlerden
ve emperyalizme karşı dövüşenlerinden onların.
orda, bir şurayı milli'den bahsedildi,
iradei milliyeye müstenit bir şurayı milli'den.
buna rağmen
"asi gelmeyelim" diyenler vardı,
"makamı hilafet ve saltanata."
hatta casuslar vardı içerde.
buna rağmen
"bütün akşamı vatan bir kuldur" denildi.
"kabul olunmaz," denildi,
"manda ve himaye..."
buna rağmen
istanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
türk halkından kesmişlerdi umudu.
yağdırıldı telgraflar erzurum'a:
"amerikan mandası altına girelim," diye.
"istiklal, diyorlardı, şayanı arzu ve tercihtir, amma
bugün bu, diyorlardı mümkün değil,
birkaç vilayet, diyorlardı, kalacak elde,
şu halde, diyorlardı, şu halde,
memaliki osmaniye'nin cümlesine şamil
amerikan mandaterliğini talep etmeği
memleketimiz için en nafi
bir şekli hal kabul ediyoruz."
fakat bu şekli halli kabul etmedi erzurumlu.