soğuk ve kıtalar arası bir yolculukta vazgeçmiştim noel baba olmaktan
ve hediye çantamda barbi bebek kokusuydu cüce mariyam.
ben cücelerim den birine kayma ihtimalini seviyordum,
kışın kömür kokan simsiyah bacalarında.
sonra bacadan içeri giriyordum göbeğimi içime çekerek.
bacadan içeri giden ömrümün en uzun,
ömrümün en eziyetli,
ömrümün en oksijensiz yolunu iniyordum.
sonunda çocuklar seviniyordu,
ve ben ne saçma sapan bir iş yaptığımı anlıyordum.
not: sanırım rejim yapma zamanım geldi. bacalardan sığmaz oldum.