bir daha sı olmayacakmış gibi gidilen, bir daha özlenmeyecek gibi sevilen, bir daha hiç soluksuz öpmeyecekmiş gibi son öpüşle yitip giden ardından bakan-bakakalan nasılda geçip gidiyorlar beraber yaşadığın o zaman, nasılda akıyorlar ruhundan kalbinden..
nasılda sızlıyor insan titriyor, nasılda gözlerden damla damla akan yaşlar karışıyor burundan akan sümük ile ve bir hıçkırığa boğulma azmı sildi elinizin tersi, azmı aradı yaslanacak bir omuz. yalnız kalınca nasılda duvarlar üzerine üzerine geldi insanın uyumak için onca uğraş. ''yok, olmaz'' diyorsun! uzunca bir bekleyiş sonrasında değişiyor hisler.
hiç ummadığın zamanda karşına çıkıyor birden. bir panik havası, bir heyecan olsun-olmasın arası bir şey yaşıyorsun. film şeridi gibi geçiyor bütün kareler ve birden ansızın saplanan bir ''sızı'' geçmişin izi sızlatıyor.
olsun diyerek yaşamaya başlıyorsun bir öncekine öldürücü darbeler vurarak..
ve sonra katilin le yüz yüze kalıyorsun onun ile yaşıyorsun elini tutuyorsun, sarıyorsun, öpüyorsun, kokluyorsun. her seferinde biraz daha uzaklaşıyorsun geçmişinden ama, ara sıra kanayan bir yara acıtan bir his oluyor sende o. bir söz çıkıyor ağızdan ''aşk'' adında ve cellat öldürücü darbeyi yapıyor katilinin dudaklarından.
acı ile tatlı arası saplanan bir sızı ''her aşk bir öncekinin katilidir'' ya seviyorsun yada yeni bir katil arıyorsun..