şu anda tek övünülecek şeyi "tarihi" olan şehirdir. fındık fiyatları dibe vurduğundan köylüsü kötü durumdadır, fabrikaları kapatıldığından bir çok ailenin ya kendisi ya da reisi * şehir dışında çalışmak zorundadır, aslında göç etmek istemeyip en çok göçe zorlanan memlekettir, küçük bir ülke gibi olan çok küçük bir şehirdir, konu işten açıldığında herkes "ulan 800-900 tl lik bi iş bulsan giresun şartlarında yeter bana hiç bi yere gitmem" derler fakat iş bulamazlar, merkez nüfusu 100 bin bile olmamasına rağmen içki tüketiminde 2. sıradadır türkiye çapında. konuşmalarının abartılan karadeniz konuşmaları ile alakası bile yoktur hatta tüm karadeniz şeridinde konuşması en düzgün ve bu yüzden turkcell vodafone gibi şirketlerin call center merkezleri açacağı tek şehirdir, geçmişinde o kadar çok başarısı vardır ki bunlara bakıldığında aslında halkının ne kadar farklı ve düşünce yapısının farklı olduğunu görebilirsiniz hatta buraya gelen yabancı kişilerden de bunu duyabilirsiniz karadenizi gezip giresun'a gelmiş birisi "sanki sizi buraya yukarıdan koymuşlar diğerleriyle alakanız yok" derler, kesinlikle cumhuriyetçi ve milliyetçi bir şehirdir.
osman ağası bir başkadır kendi kendisini kurtaran nadir şehirlerdendir hatta sadece kendisini değil iç kesimlerde de savaşmış bir osman ağa ve uşakları vardır, kurtuluş savaşı zamanında nüfusunun yarısını savaşta kaybeden bir şehirdir. yaylalarından bir tanesinde tarihi bir rum hanının duvarında hala kanla yazılmış " tek bir it bile yaşamayacak " bir osman ağa yazısı vardır.* yazı osman ağanın mücadeleye başlangıcını gösterir, rumlar tarafından bir köyün basılıp katledildiğini gören osman ağanın yapanları yakaladığı handır. türkiye de çağdaşlık, cumhuriyet namına sayısız ilk adımlar(!) atılmış bir şehirdir. söylenecek daha bir çok şey vardır fakat bunların hepsi tarihte kalmıştır, şu anda ne kendisine sahip çıkan iş adamları, ne çalışılacak fabrikası olan vasat bir şehirdir, gurbetçisi çoktur almanya, belçika, hollanda, amerika ve hatta amerikaya dahil pek çok komik olay duyabilirsiniz bunun sebebi yağlıdere ilçesinin insanıdır, kaçak yada legal şekilde o ilçeden o kadar çok kişi gitmiştir ki amerikan hükümeti tarafından giresun\yağlıdere ilçesine bağlı ya da o ilçeye bağlı bir akrabanız olsa bile amerikaya giremiyorsunuz. amerika'da önceden bazı insanların türkiyeyi hatta giresunu değil yağlıdereyi bir ülke zannettiklerini bile duydum. şehirin fiziksel yapısı müsait olmadığından caddesi tektir şehiri sıkışık ve çarpık bir yerleşmesi vardır. yapılan hatalı sahil yolu yüzünden şehire su dolmakta ve sel olmaktadır, önceden denize doğru olan su tahliyesi, yol tarafından engellenmiş ve türkiyenin en çok yağış alan ili ünvanını eline alan giresun adeta havuz gibi su dolmaktadır. 2 yıl önce son 110 yılın rekorunu kırıp metre kare başına 157 kg. yağmur ile zirveye oturmuştur. kirazı ünlüdür hatta bir rivayete göre kirazın keşfedildiği şehir olup, tüm dünyaya giresundan kiraz tohumu ihraç edilmiştir. televizyonda gördüğünüz bir çok ünlünün giresunlu olduğu şaşırtıcıdır. bunların en bilinenleri: "teoman, ozan arif, seren serengil, kenan ışık, ilker yasin, şenez erzik, yıldırım mayruk, nihat kahveci, derya baykal, aziz nesin, mehmet aslantuğ ve malesef(!) hilal cebeci.*
son olarak kesinlikle çok ama çok gelişmesi gereken bir şehir, fakat eminim ki geliştirilmeyecektir, engellenecektir çünkü giresun halkında istanbul yerlileri kadar potansiyel kültür, çağdaşlık, izmir şehri kadar da potansiyel cumhuriyetçi, atatürkçü yapı vardır, önceden olduğu gibi ileride de birçok yobazın kafasını ezecek yapısı vardır.