bir alec guinness şaheseri. tüm filmi çekip çevirmesi yetmemiş gibi bir de harika bir oyunculuk sunuyor baba bize. üstelik kariyerinin başında bu denli iyi olması geleceğin sinyallerini veriyor. gelişim açısından sellers ile benzer diyebiliriz.
---olası spoiler ibaresi ---
konu açısından ele aldığımızda özgün bir film kind hearts and coronets. klasik bir tarihi filmden ziyade elitist burjuva avrupa toplumu ile kişisel hırs ve kirliliğin çarpıştırıldığı bir rise and fall türü. fakat bu çarpışma katastrofik olarak gelişirken ana karakter olan dük ün her daim incelikli ve saygın görünümünü koruması biraz da marquis de sade biçemli burjuvanın arkası temalı bir yaklaşım olarak görülebilir.
bununla birlikte film romantik dönemin kara edebi planında karakterlerin sefih ve kirlenmiş yaşamlarının dekadans içre veriyor. en aptal olanı kiliseye gönderme ve içkiyle ilgili anekdotların taşladığı mikro toplum analojisi mavi kan ların kirliliği ile alakalı yine. bununla birlikte hem madame dascoyne un katı moral tutumu, hem de sibella nın statü ihtirasının aynı şeytani zakaya kapılması ve bu zakanın kökensel olarak değilse de yaşantısal olarak toplumun alt katmanından gelmesi burjuvazinin dünyevi olandan kopuk, hedonist yaklaşımının beyin uyuşturan yapısı ile ilgili. nitekim tüm hikaye boyunca planını adım adım ören louis hikayenin sonunda tekrar dük olduğunda tüm yazdıklarını unutacak kadar aptallaşıyor.
---olası spoiler ibaresi bitti---
genel itibariyle gayet başarılı bulduğum bir film. sonu özellikle bildiğimiz sürpriz son tanımlamasına uymayan ama ana fikri tek seferde toparlayan ilginç bir tarz. bir de çok benzetmeyebilirsiniz ama nedense hep barry lyndon geldi aklıma ve bazı sinefiller topa koyacak olsa da bu film barry lyndon dan daha başarılı.
