"ımanını kaybeden bir çağın dini. sözünü dinletmek isteyen her felsefe bu kaftana bürünmek zorunda . marksizm'den egzistansiyalizme kadar avrupa'nın tüm düşünce akımları hümanist. kavramdan çok kılıf ; kelime değil bukalemun : demokrasi gibi , sosyalizm gibi. hümanizm genç bir kavram , batı dillerini 1850'den sonra fethetmiş. ama müstağriplerimiz hemen benimsemiş kelimeyi , onlara göre yunus'lar, mevlana'lar, hacı bektaş veli'ler su katılmamış birer hümanist . hümanizm nedir, kimsenin tarife yanaştığı yok."
yukarıdaki cümlelerin yazarı cemil meriç'le aynı düşünceler ekseninde buluşmak ne büyük talih . çünkü ben hümanizm tarifi yaparken , aydınlanma felsefesinin bir fiyaskosu olduğunu ifade etmiştim . kuşkusuz meriç üstadın kitaplarından ilham almışlığım da olmuştur. ama yukarıdaki yazıyı bir dergide makale şeklinde okumak yeni nasip oldu.
kendime esefler ettiğim kadar , bahtiyar olduğumu da belirtmeliyim.
halkın diline vird olan pejoratif anlamıyla hümanizm de nasıl bir anlam erozyonuna uğramış , varın siz tahmin edin.
şu iki entry olayı daha bir netleştiriyor sanırım:
1. (#1405270)