Seni seviyorum'un belli bir kullanımı yoktur. Bu sözcük, tıpkı bir
çocuğunki gibi, hiçbir toplumsal zorunluluğa bağlanmaz, yüce, görkemli, hafif
bir sözcük olabilir, kösnül, müstehcen olabilir.
Toplumsal açıdan serseri bir sözcüktür.
Seni seviyorum'da ince ayrımlar yoktur. Açıklamaları, düzenlemeleri,
aşamaları, kuşkuları siler. Bir anlamda -dilin şaşkınlık veren çelişkisi-,
seni seviyorum demek, söz tiyatrosu diye bir şey yokmuş gibi davranmaktır, ve
bu sözcük her zaman "gerçek"tir (söylenmesinden başka göndergesi yoktur: bir
"gerçekleştirici" sözcüktür).
Seni seviyorum'un başka bir yeri yoktur. bu sözde hiçbir uzaklık, hiçbir biçimsizlik göstergeyi bölmez, hiçbir şeyin eğretilemesi değildir.
Seni seviyorum bir tümce değildir: bir anlam iletmez, bir uç duruma yapışır:
"öznenin ötekiyle kurgusal bir bağıntısına asılı olduğu duruma" (Lacan). Bir
sözcük-tümcedir.
(Milyarlarca kez söylenmekle birlikte, seni seviyorum sözlük-dışıdır: tanımı
başlığını aşamayan bir betimdir.)