merhabalar herkese,
1 günlük aradan sonra kaldığım yerden yazmaya devam ediyorum arkadaşlar. 3 günlük süre içinde gördüm ki kötü olayları anlatmak iyi olayları anlatmaya göre daha çok prim yapıyor. neyse ben kaldığım yerden devam edeyim biraz daha geriye doğru götüreceğim sizleri ve askere gitmeden önce çalıştığım iş yerinden bahsedeceğim.
askere gitmeden büyük bir şirketin çağrı merkezinde çalışmaktaydım. burası benim için iş deneyi anlamında ilk büyük yerdi bundan önce hep ufak tefek yerlerde çalışmıştım. başlarda çalışmak zevkliydi ama çok sürmedi tabi ki; çünkü sabahtan akşama kadar papağan gibi aynı cümleleri kurup duruyorsunuz önünüzde bir konuşma metni onun dışına çıkmanız yasak karşı taraftaki insan size ne kadar farklı cümle kursa da onu hep sizin istediğiniz cümlelere zoraki çekmek zorunda olduğunuz ve sonuçta karşı tarafın delirip ya size sövmesi yada telefonu kapatmasıyla sonlanan görüşmeler. o yüzden artık çağrı merkezlerini aramıyorum, arasam da ivr da ilgili tuşlamaları yapıp kapıyorum çünkü herhangi bir çağrı merkezi personelinin yapacakları çok çok sınırlıdır.
boşuna arayıp nefesinizi tüketmeyin yada küfretmeyin. şu da var tabi ki karşınıza çıkan personelin bilgi seviyesi de önemli gerçekten yaptığı işe ne kadar hakimse sizin probleminizin çözülme olasılığı o kadar fazla buda birazcık şansa gidiyor. toto oynamak gibi bir şey bence çağrı merkezlerini aramak. neyse konuyu fazla dağıtmayayım ben 3.5 yıl çalıştım bu iş yerinde.
büyük bir yerde çalışmanızın dezavantajı başka bir işe geçmek istediğinizde ya onun kadar büyük yada daha büyük bir yer istemenizdir bu da pek kolay olmadığı için çoğu zaman işten atılana kadar yerinizde saymaya mahkumsunuzdur, eğer arkanızda bir dayınız amcanız yoksa. 1.5 yıl boyunca çağrı aldım Türkiye'nin yarısıyla konuşmuşumdur. telefonda birilerine bir şeyler tarif ederek bir şeyler yaptırmak ne bela ne zor bir işmiş ben burada anladım.
neyse her şey bir yana içer de kocaman bir operasyon alanının içinde yaklaşık 1000 kişi birlikte çalıştığınız bir yer düşünün. gününüzün 7.5 saati aralıksız konuşuyorsunuz ve gürültü havasızlık yanında aboneyle bağırıp tartışan çalışma arkadaşlarınız, sinirden kriz geçirenler vs. her şey var. hani ben şuan ki iş yerimden önce bu çalıştığım yeri dünyanın en büyük bok çukuru olarak düşünüyordum ama şuan ki iş yerim burayı sollamış durumda orası da ayrı bir konu.
böyle büyük yerlerde çalışınca şunu görüyorsunuz kimin eli kimin cebinde yada götünde belli değil. hatta işin çivisi çıkmış evlidir yapmaz dediğiniz kişiler bu işi daha rahat yaptıklarına şahit oluyorsunuz. millet bir yolunu bulsak da birimizi götürsek diye fırsat kollar olmuş. 1.5 yıl çağrı aldım demiştim 1.5 yıl sonunda benimde hala anlayamadığım bir şekilde çalışma performansım uygun bulunup kalite birimine terfi ettirildim ama keşke ettirilmez olaydım. 1.5 yıl abonelerle uğraştım kalan 2 yıl içerideki insanlar ile uğraştım zira kalite birimi içeride verilen hizmeti ölçen ve insanların maaşlarına etki eden salak saçma bir birimden ibaret. kalite biriminde çalışanların tek arkadaşları kendileri olabilir çevrenizdeki herkes artık size karşıdır ve sizi düşman gibi görürler sonuçta siz işinizi de yapsanız onlar bunu düşünmezler çünkü siz onların alacağı parayı kestiriyorsunuz bir yerde. iyi polis kötü polis gibi bir şey bu.
olayın koptuğu yere gelirsek içinizdeki bazı arkadaşlar bu yukarıda saydığım sıkıntıya düşmemek için işini doğru yapmayıp operasyondaki arkadaşlara şirin görünmek için kalitesiz çağrıları da kaliteli gibi gösterince siz oluyorsunuz dünyanın en kötü insanı. bir kişi operasyonun ortasında dövmek istedi beni bazıları ise telefonla tehdit edip öldürürüm seni bile dedi. şimdi soruyorum size bir işiniz var ve sizden bir şeyler yapılması isteniyor ama yaptığınız bu iş ile iyi ile kötüyü ayıracaksınız mutlaka arada hatalar yapılacaktır ama işin kolayına kaçıp size verilen yetkiyi kötüye kullanmak mıdır doğrusu yoksa verilenleri harfiyen yapmak mı?
cevabını vereyim eğer çalıştığınız yerdeki müdürünüz veya şefiniz her neyse arkanızda duramıyorsa sizi kollayamıyor ise sizin işinizi harfiyen yapmanızın hiç bir önemi yok sıkıntıya düşersiniz canınız sıkılır arkadaşlarınızdan olursunuz olay bu kadar basit. mevkiniz yükseldikçe ayağınızı yerden kesmek isteyende arkanızdan iş çeviren de o oranda artıyor en iyi mevki sadece kendinizden sorumlu olduğunuz mevkidir her zaman.
neyse şimdilik bu kadar ama daha devam edecek çağrı merkezi maceralarım....