çıkmaza giren, yolunu bulamayan, psikolojik sıkıntılar çeken ota boka sorunsal diyen bir yazarın önermesidir.
insan önce düşünmeli sonra yazmalı, yoksa böyle sorunsalar içinde boğulup gider anim allah.
bir yanda atatürk, kendisi çanakkale zaferi ile tanınmıştır. ardından muhabere sahasında elde ettiği sayısız büyük başarı vardır.
kendisine her ne kadar asker yakıştırması yapılsa da, onun hakkında iyi araştırma yapanlar (en azından hayatların da bir kere anıtkabire gidenler) bilirler ki, atatürk aynı zaman da tarih, dil bilimi, matematik vs gibi konular da önemli çalışmalar yapmıştır bu da onu sıradan bir askerden ayırır. siyasetçi değil di diyenlere ise sadece tek bir sorum olur her zaman, atatürk siyasetçi değil ise nasıl bir ülke kurabildi? benim bildiğim kadarı ile kimsenin kafasına silah dayamadı meclise geliceksin diye. insanları kendisi ikna etti, ki siyasettin en mühim noktalarından birisi ikna kabiliyetidir.
gelelim sevgili başbakanımıza. hangi alan da bir zafer kazan dı? kendisi nasıl bir insan olduğunu g-20 zirvesin de sarkozye sarılarak belli etti zaten. zirveden 1 hafta kadar önce sarkozy ermenistandan "soykırımı ele alacağız" demişti, kasım paşalı abimizde orada burada farklı konuşma gibisinden atarlar yapmıştı. 1 hafta sonra da gayet pişkin bir tavır ile bir birleri ile sarılıp koklaştılar. ben demiyorum gitsin kafa atsın diye, ama atatürke asker diyen adam önce erdoğanın siyasetini bir ele alsın, ülkenin başbakanının orada tavır alamaması kadar üzücü bir olay olabilir mi? hadi tokalaşıyorsun be adam gülme bari pişkin pişkin. bence yapılması gereken sarkozye selam vermeden zirveye katılmak olacak idi. lakin orada farklı konuşuyor burada farklı konuşuyor dediği sarkozyden pek bir farkı kalmadı tayyip beyin. burada sarkozye posta koyuyor, fransada sarılıyor. işte siz karar verin kimin büyük olduğuna veremiyorsanız da ben sizin kafanıza.