Fenerbahçe stadının önünden Boğaziçi köprüsüne doğru yürürken korkup geri adım atanları değil, yanımda köprüye yürüyüp biber gazını yiyenleri gördüğüm, biz Taksim'e çıkarken çıkmayın diye web sitelerinde bas bas bağıran genç korkakları değil, taksim'e de çıkarız diyen gerçek tribüncüleri gördüğüm, gerçek Topuk Yaylası'na çıkarken defterini sarı lacivert'e boyayan çocuklara ağlayarak karşılık verenleri gördüğüm, 1 günde 1 milyon tl kampanyası için fenerium'a gittiğimde sakat ayağıyla adımı zor atarken "abi illa forma mı almamız gerekiyor daha küçük bir şey alsak olmuyor mu " diye soran çocuğu gördüğüm, suçu varsa cezasını çeksin ama insan gibi yargılansın, adil yargılansın, Ogün Samast'ın tahliye olduğu bir ülkede Aziz Yıldırım, Ahmet Şık, Nedim Şener ve diğerleri neden tutuklu yargılanıyorlar diye soranları gördüğüm, bazılarının beyin kapasitelerinin algılamaya asla yetmeyeceği oturup görüntülerden " lan oğlum şu kadar kişi gelmişler ehe ehe " diye sayıklayacağı bir mitingtir. Aykut Kocaman olayı net özetlemiştir : Herkes görüyor gideceği yere kadar gidiyor bütün bunlar.