"bir sabah karşımda göreceğim seni"
diyerek başladığı arabesksel yolculuğun sonunda, hiçbir sandalın aslında kıyıya özlem duymadığı gerçeğini öğrenip yıkılmış, sonra da yıkılmamış gibi yaparak dertlerinle baş başa kalmış bir metropol çocuğu, caz döneminin en önemli sancısı.. holden caulfield agresifliği, çaresizliği ama bir yerlerde duran seymour hareketleri, teddy zekası..
aklında azil, asil, ben, sen..
hepsini bir pota altında eriten, üç saniye ihlalinden içeri giren bir adam işte, adam demeye bin şahit ama ad işte, kime ne yakışırsa..
dövsem de severim..