çocuğun birine köyden dayısıgil bir çift tavşan getirir. o güne kadar kediye dokunma mikrop,köpeğe dokunma kirli diyen titiz ev ahalisi bile buna sesini çıkarmaz tavşanlar itinayla büyütülmeye çalışılır. çocuk hergün okuldan gelince tavşanlarına taze yaprak toplamak için ağaç ağaç gezer,kış gelir onları annesinin ördüğü kırmızı hırkasının içinde uyutur,avcundan yedirir,gizlice okula götürmeye kalkışır.bir gün bu çiftin çok sevimli 4 yavrusu olur.ilki zayıf olduğu için hemen ölür,ikincisi anlaşılamaz bir hastalıktan dolayı ölür,üçüncüsü kısılır kalır bir yerde orda ölür.geriye o en sevilen kahverengi "turşucuk" kalır.ona bağlanılır sen ölme diye tembihler edilir.sonra bir gece acı bir çığlıkla turşucuk'un zalim bir kedinin dişleri arasında can verdiğine o çocuk gözlerle tanık olunur.anne baba tavşan tekrar köye gönderilir,çocuk buna alışmaya çalışır ama o günden sonra ne zaman aklına tavşancıkları gelse içi sızlar ve kedilerin görmeye bile tahammül edemez...