adildir. herkese yakışır. ne erken ölüm vardır ne de geç. ölümle gerçekleşecek olan büyük buluşma kimseye uzak değildir. zira hiç birimizin eline doğumla birlikte belirli bir ömür sürecini garantileyen ve ya sigortalayan belge verilmiyor.
günbegün ölümün yakınlığının bilincinde olsak kaybettiklerimizin ardından o acı süreci yaşamayız.
ab-ı hayatı tatmışcasına hayatımızı lüzumsuz şeylerle zorlaştırmasak, zindan etmesek, her yeni günü son günümüz gibi yaşasak ne kadar da mutlu bir buluşma olur belki de ölüm. bazen trafikte, belki sokakta, belki de günlük telaşın içinde gelir azrail alır canımızı - adı beklenmedik ölüm olur. aslında ölümü zaten doğduğumuz günden beri beklemiyormuyuz? o an belki tüm hayatımız bir film şeridi gibi geçmez gözümüzün önünden. belki sadece yetişmeye çalıştığımız iş toplantısı gelir aklımıza, annemizin bakkaldan sipariş ettiklerini hatırlarız, yanımızdakilerini düşünürüz. ölümle burun burunayken bile anı yaşarken neden şimdi değil?