sırtında ta$ıdığı gökyüzüyle mesire alanında ko$turan bir çocuğun, hamakta kestiren babasını umursamadan annesinden ekmek arası bi'$eyler istemesini beklemek belki de bu. ('$eker de yiyebilsin' diye.) belki de bunların alayı saçmalık; her yer longoz, dünya bataklık: kendi pisliğimizde çürüyerek ölüyoruz her ân. saniyelerin saatlere dönü$mesi, küçüğün büyüğü olu$turması, büyüğün küçüğü yemesi sonra, sonra yine aynı terane.. inançsızlık yavrum inançsızlık bitirir yine de bizi. ben $imdi kalkacağım gideceğim, kimsenin kimseyi sikmediği bir dünya bulup getireceğim. burada bekle. kıpırdama. kal. dü$le. dü$ ile.